Dünyada gördüğümüz/görebildiğimiz bütün savaşlar emperyalizm politikasının sonucudur. İnsanoğlunun doğası gereği bu savaşlar bir ömür boyu sürer. İnsanoğlunun açgözlü olmasının sebeplerindendir bu. Ve bu savaşların kategorisi vardır, biri cihat adı altında masum insanların " Din" kelimesi altında katledilmesidir. " Peygamber, Allah " kelimesi altında şeriat kanunları gereğince kadın-erkek / genç-yaşlı katledilir. Bahsedeceğimiz film tam bu düşüncelere temas ediyor. “ Timbuktu “ filmini incelemeden
önce Timbuktu nerede, bu zamana kadar o bölgede neler oldu ondan bahsetmek
gerekiyor. “ Timbuktu” de jure olarak Timbuktu bölgesi Mali'de, " de facto " olarak ise Azavad'da bulunan eski bir şehir. Kur'an üzerine çalışmalar yapan prestijli Sankore
Üniversitesi ve diğer
medreseleriyle ünlüdür. Timbuktu özellikle 13 ve 17.yüzyılları arasında
hareketli bir zaman yaşamıştır. 1998’de
UNESCO tarafından Dünya Mirasları listesine dâhil edilen Timbuktu ile filmde
bahsedeceğimiz Timbuktu arasında nasıl bir fark olduğunu filmi izledikçe
anlayacaksınız.
“ Timbuktu “ Radikal İslamcı bir grubun Mali’nin Timbuktu bölgesinde nasıl terör
estirdiğini konusuyla öne çıkıyor. Film başlar başlamaz itibaren bize son
zamanlarda IŞID’ın yaptıklarını anımsatan filmin başlarında
bir ceylanın ateş altında kalmasını gösteren uzun bir sekansla
başlıyor. Bu sekanstan sonra Radikal
İslamcı grubun şeriat kanunlarına göre Timbuktu bölgesinde insanların müzik
dinlemelerini, sigara içmelerini, futbol oynamalarını yasaklamasına tanıklık
ediyoruz. Bu İslamcı grubun ağzından Peygamber Ve Allah kelimesi eksilmiyor
çoğu zaman.
Radikal
İslamcı grubun bütün bölgeyi esir almasının ardında bu bölgede yaşamaya çalışan
Kidane ailesini gözlemliyoruz. Bu aile kendi başına yaşamaya çalışan inançlı
ama dindar olmayan bir aile. Radikal İslamcıların kendi kanunlarına göre
uyguladığı yasayı bu aile inandıkları değerlere göre yaşıyorlar. Timbuktu’nun seyircinin burktuğu sahne ineğin
katledildiği sahne ve insanların bazı kurallara uymadığı için taşlanarak
cezalandırıldığı sahne olarak göze çarpıyor. Timbuktu’da havada kalan çok şey var.
Bunlardan biri Radikal İslam üyelerinin karşısına koyulan imam karakteri başı
alıyor. Bu birkaç nutuk attıktan sonra filmden kayboluyor. Bunun sonrasında Kidane’ın sorgulayışı ve mahkeme sahneleri olarak devam
ediyor.
Sinemada konusuyla ilgi çeken ama sinemaya başarısızlık aktarımıyla öne çıkan filmler vardır. Ne kadar överseniz övün bu filmler bir adım ileriye gidememiştir. Timbuktu da başarılı bir
konusu, fikri ve müzikleri güzel
olmasına rağmen yönetmenin hikayeyi birbirine bağlayamaması sonucunda başarısız/vasat bir yapım olarak sinemadaki
yerini alıyor.
Cem Kurtuluş, 2015
0 yorum:
Yorum Gönder