Bazı gruplar vardır keşif gruplarıdır, zaman geçer geç keşif yapmanın üzüntüsünü hissedersiniz. Journey’de dinlediğim süre içerisinde böyle bir grup oldu benim için. Dönem dönem yaptıkları müzikle fazlasıyla ilerleme kaydeden bir grup oldular. Progressive rock, jazz etkileşimleri ve Aor dönemi olarak döneme ayrıldılar. Bazı grupların başında tek isim grubu evirmeye çevirmeye yetecek kadar güçlüdür. Journey’ın da mimarı Virtüözlükte iyi işler çıkartan Neal Schon abimiz. Kendisini solo projeleriyle tanıyanlar var. Grupların ilk albümleri bazı kişiler için prensip meselesi olmuştur.
Journey’in kendi ismini
verdikleri albüm pek çok dinleyen tarafından başarılı bir albüm sayılmadı.
Rakamlara göre de fazla satmadı. Journey yola çıktığında her kitleye hitap eden
bir albüm yapmamıştı, ama bunun da sahipleri çıkacaktı. 1975’te çıkardıkları bu
albüm Journey’in ismi gibi ilk seyahatiydi, bu seyahatte keyif alanlar olduğu
kadar keyif almayanlar da oldu. En azından ben dinlediğim süre içerisinde keyif
alanlardan olduğum, çünkü yeni keşfettiğim grupları ilk albümlerden dinlemeye
başlarım (Keşfetme senesi 2015 değil) Journey’ın Aor olmadığı dönem için söylenecek çok söz
var, çünkü bu dönemin dinleyicisi farklıdır.
“ Journey “ albümü “ Of a Lifetime “ ile açılıyor.
Progressive rock rüzgarını arkasına alan Neal Schon abimiz ve arkadaşları öyle
duygu yüklü bir parçayla giriş yapıyor ki saykodelik düşünceleri zihnimizin
içine yerleştiriyor, bunu yaparken melodilerle yapıyorlar. Gregg Rolie vokal ve klavyede, çift gitarda Neal Schon ve George
Tickner’ın uçurucu gitar soloları hiç bitmese diye iç geçiriyorsunuz.
Parçada
karakteristik bir özellik olacaksa bu Gregg
Rolie abimizin hüzünlü sesi olmalı Bu şarkının daha sonraları Steve Perry
tarafından söylenmesi tam tamına bir facia olarak değerlendirilebilir. Bazı
şarkılar bazı seslere aittir, bu şarkıda Gregg Rolie’ye aittir yorumu cuk
oturuyor şarkıya. Greeg Rolie abimizin emeğine şapka çıkartacağımız “ In The Morning Day” gece şarkısı
olarak kayıtlara geçebilir. “ seni
mutlu etmek istiyorum güneşin dünyayı mutlu ettiği gibi” sözlerine sahip. Rock’n roll vari kısımları es geçmemek gerekir, sololarsa şarkının tuzu
biberi. “ Kohoutek” enstrümantel,
Neal Schon ve Greeg Rolie imzası taşıyor. Daha çok Neal Schon abimiz sahneye
çıkıyor, hünerlerini sergiliyor, solo şova ve yerde sürünmeye davet
ediyor bizi.
Sazı
eline Rolie abimizin almasıyla “ To
Play Some Music “ ile eğlencenin dibine vuruluyor. Biraz şov,biraz
eğlence ve sonunda ortaya çıkan şey rock’n roll! Aynsley Dunbar’a ayrı
bir parantez açmak gerekir, sadece bu parçada değil albümün genelinde iyi
iş çıkarıyor. Bu şarkıyı Bütün grup üyelerinin fırtınalar kopardığı “ Topaz “ takip ediyor. “ Devam et, Duraksa “ komutu veriyor
hissine kapılmanız kaçınılmaz oluyor. “In My Lonely Feeling/Conversations" ile Rolie
abimiz hem mikrofonu hem klavyeyi eline alarak duygu yoğunluğuyla bizi
başbaşa bırakıyor, Neal Schon’un uçucu sololarıyla yükselişe geçmesiyle hüzünlü
bir ortamda buluyoruz kendimizi.
Sonuç
olarak; 70’lerin başında progressive rock olayların içine giren Journey kendi
adını verdikleri bu albümde sadece Progressive rock değil, bir çok müzik türüne
selam çakıyor. Her ne kadar Journey, Steve Perry ile şaha kalkan bir grup olsa
da Neal Schon abimizin öncülüğünde çıkan bu çalışmanın hakkının daha fazla
verilmesi dileğiyle bu çalışmayı progresivve rock, jazz fusion severlere
öneririm.
Cem
Kurtuluş, 2015
0 yorum:
Yorum Gönder