// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

03 Ağustos 2015

Yugoslavya'yı Birleştiren Lider: Josip Broz Tito













Not:  Herkesin sevdiği liderler vardır. Tito ismini ilk defa Babannem’den duymuştum. O, onu biliyordu, o'nu seviyordu eski Yugoslavya zamanlarından. Ben o kadar içli dışlı değildim Tito ismiyle, sonrasında kendisi hakkında çok bilgim olmasa da kendisi hakkında kimdir-nedir-ne değildir  diye yazmaya karar verdim. Bu bilgiler kıytırık İngilizce bilgime dayanılarak çevrilmiştir, kaynaklar Vikipedia’nın adresinden alınmış ve sonrasında yazıya dökülmüştür. Tito hakkında bugüne kadar Türkçe olarak ayrıntılı biyografiler okumadım ama bu belki yardımcı olabilir. Okuyanlardan hataları da belirtmeleri benim için daha iyi olur kanısındayım.

 Josip Broz, 1892  yılında Hırvatistan’ın Kumrovec köyünde Sloven bir anne ve Hırvat bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Franjo ve Marija Broz’un yedinci çocuğuydu. 1900’lerin başında  ilk okula başlayan Josip Broz Tito , bu okulda 2.sınıfta başarısız olmasıyla birlikte daha sonraları  1905’te mezun oldu. 1907 yılında kırsal çevrenin dışına taşındı ve Sisak içinde bir makinistin çırağı olarak çalışmaya başladı. Josip Broz ilk olarak  1 mayısla tanışması (İşçi Bayramı ) orada olmuştur. İşçi hareketini ilk orada fark etmiştir. 1910’da Hırvatistan Sosyal Demokratik Partisine ve Metalurji işçi hareketine katılması bu yıllarda olmuştur. 1911-1913 yılları arsında bazı işlerde  kısa süreli çalıştı. Cenkov, Münih,Mannheim’de ve daha sonraları Benz araba fabrikasında çalıştı. Daha sonraları Daimler için Avusturya’da test sürücüsü olarak çalıştı.

1913 sonbaharında Avusturya-Macaristan ordusuna katıldı. Bu orduya katıldıktan sonra astsubay için bir okula gönderildi .Zagrep merkezli olan Hırvat alayında uzman çavuş oldu.  1914’te Budapeşte’de bir eskrim yarışmasında  gümüş madalya kazandı. Yavaş yavaş başarılı oluyordu Josip Broz buralarda.  1914’te Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde savaş karşıtı propaganda yaptığı için tutuklanarak  Petrovaradin kalesine hapsedildi. 1915 yılının Ocak ayında  Rusya’ya karşı savaşmak için Galiçya Doğu Cephesine gönderildi.

Avusturya-Macaristan ordusunda en genç başçavuş ve en yetenekli asker olarak diğer askerlerden sivrildi.  Düşman karşısındaki cesaretinden dolayı Gümüş cesaret madalyasına layık görüldü  ama alamadan esir düştü.


 25 Mart 1915’te Bukovina’dayken  Ruslar tarafından ağır yaralı olarak yakalandı. Hastanede 13 ay kaldıktan sonra  Ural Dağlarında mahkumların olduğu çalışma kampına gönderildi. Şubat  1917’de isyan eden işçiler  hapishanedeki tutukluları kurtardılar.  Broz, sonradan Bolşevik grubuna katıldı. Nisan 1917’de yeniden tutuklandı, ama kaçmayı ve 16-17 Temmuz 1917’de  Petrograd(St.Petersburg)  Temmuz günleri gösterilerine katılmayı başardı.

Broz, Finlandiya’ya giderken yine tutsak düştü, bu defa  üç hafta boyunca Peter Ve Paul kalesine hapsedildi. Kungur’a yollandı ama o tren kaçmıştı artık. Her şey böyle giderken Broz, orada her şeyden habersizdi. Burada gelecekteki eşi Pelagija Belousova ile tanıştı. Bu tanışmadan sonra Sibirya’daki Rus bir ailenin yanında saklandı.  Ekimdeki Devrimden sonra Omsk’da Kızılyıldız birliğine katıldı  . Bir beyaz kontrgerillayı takip ederken kırgızistana kaçtı hemen ardından omsk'a döndü orda da Belousova'yla evlendi. Daha sonra Josip  1918 baharında  Rus Komünist Partisine katıldı.  

Aynı yılın haziran ayında Bros  iş bulmak ve ailesini geçindirmek için Omsk’u terk etti,  ve bir yol boyunca Omsk yakınlarında bir tamirci olarak çalıştı. 1920 Ocak ayında Broz ve karısı uzun ve zor yolculuklarından sonra Eylül ayında Yugoslavya’daki evlerine ulaştılar. Döndükten sonra Yugoslavya Komünist Partisine katıldı. Yugoslavya Krallığı siyasal yaşamına CPY etkisi hızla büyüyordu. 1920 seçimlerinde Komünistler  Parlamentoda 59  sandalye kazanarak en güçlü üçüncü parti oldu. Çok sayıda yerel seçim kazanan onlar için önemli bir  kale olan Zagrep kenti Svetozar Delić önderliğinde belediye başkanlığını kazandı. Zagrep için büyük bir olaydı bu.

2 Ağustos 1921’de bir genç komünistin öldürülmesinden sonra İç İşleri bakanlığı CPY’yi Yugoslav  Devlet Güvenlik yasası altında illegal yasa dışı ilan etti. 1920 ve 1921 arasında komünistlerin kazandığı bütün yetkiler geçersiz sayıldı. Broz, hükümetin komünistlere yapılan baskılara rağmen işlerini yeraltından sessiz şekilde halletmeye çalıştı. Bu gelişmelerden sonra Bjelovar  yakınlarından Veliko Trojstvo bölgesine taşındı, bu bölgede bir makinist olarak iş buldu. 1925 yılında Kraljevica taşındı, tershanede çalışmaya başladı. 

Çalıştığı yerde bir sendika lideri olarak seçildi, bir yıl sonra tershane grevine önderlik etti. İşine son verildi, daha sonra tren fabrikasında çalıştı ordan Belgrad’a taşındı. İşçi Komiseri olarak görev yaptığı bir yerde CPY üyeliği açığa çıktığı için burdan da görevden alındı. Broz sonra “ Hırvatistan Metal İşçileri Sendikası Sekreteri”   olarak atandığı Zagrep’e taşındı. 1928 yılında “ CPY Zagrep Şube Sekreteri “ oldu . Aynı yıl tutuklandı, yasadışı komünist faaliyetlerinden dolayı mahkemede yargılandı, hapse gönderildi. 1928’den  1934 yılına kadar cezaevinde kaldı. Hapishane günleri sırasında “ Tito “ takma adını aldı. Hapishane günlerinde tanıştığı Moša Pijade Tito için ideolojik bir akıl hocası oldu. 

1934 yılında Yugoslavya Komünist Partisi Merkez Komitesi Viena’ya sığınak istemişti, Tito bunun için Zagrep İl komitesini yollamıştı.O komite görevlendirilenler arasında Edvard Kardelj, Milovan Đilas, Aleksandar Ranković and Boris Kidrič isimleri vardı. Bir süre sonra Tito Komünist Enternasyonal'de görev yapmak için Moskova'ya gitti. Tito aynı zamanda  Dimitro taburu gönüllülerden oluşan bir grupla İspanyol İç savaşına dahil oldu. Tito, 1936 yılında Komünist Parti'yi resmen kurmak için Yugoslavya'ya geri döndü. 1937 Stalin Moskovasında  CPY Genel sekreteri Milan Gorkic öldürüldü daha sonra yerine Tito geçti.

İkinci Dünya savaşıyla birlikte her şey farklılaşmıştı. 1941 Nisan’ında  Macarların ve İtalyanların yardımı ile Yugoslavya’ya doğru bir işgal başlattı. Almanya 1941 yılında hem Yugoslavya'yı hem de SSCB'yi işgal edince Tito tüm Yugoslavları Nazilere ve onları destekleyenlere karşı direnmeye çağırdı.  Tito, Yugoslavya halkını birlik, beraberliğe davet etti. Daha sonraları 1942 yılında geçici bir hükümet kuran Tito, bu hareketiyle Çetnikler (Monarşi isteyen aşırı milliyetçi Sırplar) ve Uştaşlarla (Faşist Hırvatlar) karşı karşıya geldi. Tito, bu birlik beraberlik çağrısından sonra Yugoslavya’da ve dünyada daha çok tanınmaya başlandı. Almanların yoğun baskısının ardından Partizan grubunun fikirleri benimsendi ve harekete geçildi. 

Tito bir süre sonra ülkenin bütünlüğü bozulmaması ve bağımsızlık için savaşan gerilla tugayları kurdu. Tito’nun yanında olanlar kayıp vermesine rağmen düşmanı bölgeden uzaklaştırmayı bildiler.  Tito'ya 1943'te Yugoslavya Mareşalliği, daha sonra Hükümet Başkanlığı ve Başkomutanlığı verildi.   .1944 yılında savaşta Almanya'nın karşısında yer alan müttefiklerin de desteğini alan Tito, Mart 1945'te devlet başkanı seçildi. Bir süre sonra Tito ile Stalin konusunda görüş ayrılıkları yaşandı.  Tito ve Stalin müttefik olmalarına rağmen savaş biter bitmez  Stalin,  Yugoslav Komünist partisi içinde  kendi casus ağını oluşturdu. 

Tito devlet başkanı seçildikten sonra  13 Ocak 1953’te  Yugoslavya'yı Sosyalist Federal Cumhuriyet haline getirdi.  Tito bu durumdan sonra devlet ziyareti için İngiltere’ye gitti, Winston Churchill ile bir araya geldi. Cambridge’i gezip Üniversite’nin kütüphanesini ziyaret etti. 1955 ile 1959 arasında Burma’ya seyahat etti, bu seyahatte  U Nu ile  sıcak ilişkiler geliştirdi.  Sonrasında Tito 1959 yılında Burma Sosyalist Program partisinin ilk başkanı olan Ne Win’den   aynı muameleyi görmedi.  Çünkü Yugoslavya’da sağcıların, anti-komünizm düşüncesiyle hareket eden partilerin komünistlerle anlaşması nadir olurdu. Mesela; Yugoslavya büyükelçiliğinden izin alan tek komünist ülke Paraguay oldu. Yugoslavya’nın  anti- komünist ülkeler arasında istisna sayılabilecekler vardı. Pinochet’in Şili’si bunlardan biriydi. ABD destekli askeri darbeyle  sosyalist Salvador Allende’yi deviren Pinochet’in Şilisiyle daha sonraları diplomatik ilişkiler kopmuştu.  Yugoslavya’da anti komünist rejime sadık olanlara Kjell Eugenio Laugerud García altında askeri yardım ve malzeme sağlandı.



Reform: 

Tarihler 7 nisan 1963’ü gösterdiğinde 7 ülke Sosyalist Federal Cumhuriyetine resmi adını değiştirdi. Reformlar ; özel girişim, konuşma ve  dini ifade özgürlüğünü rahatlatmıştı ama bunun yanında bazı kısıtlamalar getirmişti. Tito daha sonrasında Amerika’da  bir tura çıktı. Şili’deki devlet bakanları bu ziyaret üzerine istifa etti. Tito, 1960 Sonbaharında  başkan Dwight D. Eisenhower ile Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda bir araya geldi.  Bir araya gelen bu ikili  bu görüşmede  silah kontrolünden tut ekonomik sorunlara kadar bir dizi konu tartıştı.  

Eisenhower, Yugoslavya’nın “ kendi tarafında nötr “ olduğunu belirtti. Tito, nötr olmanın pasifsizlik anlamına gelmediğini “ taraf tutma anlamına “ geldiğini söylüyordu.  1966 yılında Vatikan ile anlaşma yapıldı. Bu anlaşmada yeni özgürlüklerden bahsedildi.  Bu anlaşma aynı zamanda Tito'nun yeni sosyalizme karşı taraftan  gelen geleneksel komünistleri ve  Aleksandar Ranković’i bir araya getirdi. Tam anlamıyla gerginlikler bitmese de bu anlaşma gerginlikleri azaltma yolunda bir adım atıldı. 

Aynı sene Tito komünistlerin Yugoslavya'nın davasına argümanlarıyla o andan itibaren katılmalarının lazım olduğunu bildirdi  (Leninist ortodoxluğunu terk etmeyi ve liberal komünizmi yaratmayı işaret ederek) Devlet Güvenlik Dairesi, personel sayısını 5000’e düşürdü.  1 Ocak 1967 tarihinde ilk Komünist ülke olan Yugoslavya tüm yabancı ziyaretçilere vizeyi ortadan kaldırdı. Aynı yıl Tito  Arap-İsrail çatışmasını barışçıl çözümünü teşvik eder hale geldi. Araplar İsrail topraklarında kazanmıştır, bunun karşılığında  İsrail Devletinin bu planı tanımıştır. 1967 yılında Tito Prag’a gitmesi için  Çekoslavak lideri  Alexander Dubcek’i  davet etti. 

Nisan 1969’da Tito, Çekoslavakya’nın işgali sonrasında generallerden Ivan Gošnjak ve Rade Hamović ortadan kaldırıldı. Yugoslavya ordusunun hazırlıksızlığı nedeniyle  Yugoslavya’nın benzer bir işgali söz konusu olduğundan bu saldırıya karşılık verildi. 1971 yılında Tito altıncı kez  Federal Meclis tarafından  Yugoslavya Cumhurbaşkanı olarak yeniden seçildi.  Federal Meclis önünde yaptığı konuşmada; ülkenin esas alınacak güncellenmiş, radikal 20 anayasa değişikliğini tanıttı.  Kolektif başkanlık süresinde 22 üyeden oluşan bir grup, 6 Cumhuriyetçi üye, iki özerk il temsilcileri seçildi.  1974 yılında yeni anayasa  kabul edilmiş, Tito’nun yaşı ilerlemesine rağmen 5 yıl daha görevinin başındaydı. Bir süre sonra işler iyice karışmaya başlıyordu.  Tito’nun ziyaret ettiği yerlerde “ Tito Katil “ sesleri yükselmişti. Tito yaptığı ziyaretler sonrasında protestolar artıyordu. Gittiği yerlere sıkı güvenlikle gidiyor anti komünist olan Hırvat,Sırp,Arnavut gruplar tarafından protesto edilmeye devam ediyordu.

Tito’nun 1979 yılında durumu kötüye gidiyordu. Tito’ya yeni bir yer inşa edilmişti. Bu yerin ismi  Morovic yakınlarında Vila Srna’ydı.  7 Ocak ve 11 Ocak 1980 tarihinde Tito’nun bacaklarında dolaşım bozukluğu tespit edildi. Sol bacağı kısa süre sonra damar tıkanıklığı ve kangren nedeniyle kesilmişti. Tito buna fazla dayanamamıştı. Doğduğu aydan 3 gün önce (7 Mayıs 1980’de ) saatler 15.05’i gösterdiğinde  ölüm haberi gelmişti. Bütün dünya yas içindeydi. Her ne kadar sevmediği olduğu kadar sevdiği de vardı. Çünkü Yugoslavya’nın parçalanmasına engel olan sembol isimlerden biriydi. Otoriter biriydi, halkının bağımsızlığını isteyen biriydi.  Ölümünden sonra birçok etnik bölünme, çatışma oldu. Bu, bu etnik çalışmaları engelleyen biriydi. O yüzden Tito komünistliğiyle Yugoslavya Halkında derin iz bırakmış bir liderdir. Belki de yazıyı bitirmeden şu soruyu sormamız gerekir; " Tito olmasaydı Yugoslavya nasıl olurdu ? " 

Cem Kurtuluş, 2015

0 yorum: