// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

02 Ağustos 2015

Geçmişinin Şeytanlarıyla Boğuşan Adam: ( Mad Max I & Mad Max II )













Bazı filmlerin bir dönemi vardır, ve bu dönemlerde çocukluğunu yaşamış insanlara bu filmler şaşkınlık geçirtmeyi başarmışlardır. Post Apokaliptik filmler serisinde önemli bir yeri olan Mad Max film serisi ise bu dönemin önemli film serilerinden. Mad Max serisinin yaşandığı yıllar 1980’li yıllara tekabül ediyor, bu dönemler aynı zamanda türün altın çağını yaşadığı yıllar olarak kayıtlara geçmiştir. “ Mad Max 2 “  hakkında söz etmeden önce Mad Max 1 hakkında söz etmek gerekir.

 “ Mad Max 1 “ ilk çıktığında her ne kadar abartılmış bir film olsa da , izleyenleri hayal kırıklığına uğratan bir film olmuştu. Bu filmde   Max (Mel Gibson)  şehirde anarşinin hakim olduğu bir bölgede barışı sağlamakla yükümlü bir polisi canlandırıyor.  Yabancı motorcular ve Polis arasındaki olayların artmasından sonra Max bu olayları kendi yöntemleriyle çözmek istiyor. Max ile bu çeteler arasında kıyasıya bir yarış yaşanıyor. Max’in karısının başına gelenlerden sonra Max başka bir ruh haline bürünüyor. Mad Max’in birinci filminde müziklerin uyumsuzluğu, aksiyon vari sahnelerin az olması bu filmi vasat olmaya itiyor.

Bu filmin ikinci serisi olan Mad Max 2 : Yol Savaşçısı; birinci filmde ailesine yapılanları unutmayan bir adamın nasıl bir savaşçıya dönüştüğünü izlettiriyor bize. Filmin başlarından itibaren şu sözler beynimizde yer ediniyor. 

“ Hayatım sönüyor görünümler bulanıklaşıyor.
Geriye kalan yalnızca anılar
Hatırladıklarım bir karmaşa zamanı
Yıkılan hayaller o tüketilmiş topraklar
Ama en çok yol savaşçısını hatırlıyorum
Max dediğimiz adamı
Onun kim olduğunu anlamak için başka zamana gitmemiz gerekir
Dünyanın petrolle yaşadığı ve çöllerde boru ve çelikten büyük kentlerin yükseldiği bir zamana
Hepsi bitti geçmişte kaldı.
Çoktan unutulmuş nedenler yüzünden iki güçlü savaşçı kabile savaşa tutuştu, yarattıkları cehennem hepsini birden yuttu
Yakıt olmadan onlar bir hiçti, Kumdan Kaleler yapmışlardı
Gürleyen makineler tekledi ve durdu”

Bu sözlerin ardından filmde eski görüntülerde filmin başına yerleştiriliyor. Bu filmde Max, polisten ziyade içinde nefreti biriken bir adamı hatırlatıyor bize. Bir benzin deposunu savunan Max, The Humungus tarafından yönetilenlere karşı, karşı cephede yer alıyor. Bu cephede ilk başta “ hain “ damgası vurulan bir adam olsa da daha sonraları bir kahramana dönüşüyor. Serinin birinci filmine göre bu film bol bol aksiyon vaat ediyor. Aksiyon bir an olsun düşmüyor. Petrol için savaşan iki kabileye tanıklık ediyoruz film boyunca. Varları yoklukları petrol oluyor. Bu filmde kötü adamlar fazlalaşıyor. Kıyasıya bir mücadele içerisinde silahlar ateşleniyor, bombalar atılıyor, işkenceler sürüyor. Serinin ilk filmine göre bu filmde  kameranın filme etkisini de net görmüş oluyoruz.

 Filmin müzikleri ilk filme göre uyum sağlıyor, müziklerse Queen grubundan tanıdığımız Brian May’e ait. Mel Gibson üzerinden ilerlese de film; kötü adamları oynayanlar da filme uyum sağlamış gözüküyor, bunun yanında  yan karakter olarak Max’ın yanında dolanan küçük kahramanımız ve Max’ın yanında koruyucu görevi üstlenen köpek filme ayrı hava katıyor.


Sonuç olarak;  Post Apokaliptik filmler serisinin önemli filmlerinden biri olan Mad Max; serinin  ilk filmindeki hayal kırıklığını  Mad Max 2 : Yol Savaşçısı’yla atlatmış oluyor.

Cem Kurtuluş,2015 

0 yorum: