Hiç adından bahsedilmemiş, popüler köşelerde kendine yer
bulamamış bazı filmler vardır. Film hakkında bilgiyi zor bulduğunuz filmlerdir
bunlar. Bu filmler kıyıda köşede saklanması gereken filmler kategorisindedir.
Güney Kore sineması da böyle filmlerde sınırları zorlayan işler çıkarmıştır. Yim Pil
Sung’un yönettiği Kore Masalı “ Simcheong Jeon” un günümüze uyarlaması olan
“
Sclarlet Innocence /Madam Bluff “
çalıştığı okulda iftiraya uğrayan bir edebiyat öğretmeninin küçük bir
kasabaya taşınmasından sonra yaşananları anlatıyor. Ama filmin başlarından itibaren iftiraya
uğrayan öğretmenin okulu hakkında seyirciye bilgi verilmiyor, bunlar seyirciden filmin başından itibaren
saklanıyor.
Küçük kasabaya
yerleşen Hak-Kyu bu kasabada yeniden
yazmaya dair bir şeyler ararken bu kasabada kendine ait bir hayat kuruyor. Bu kasabada dünya hakkında hiçbir şey
bilmeyen, kadınlığı tatmamış, “ Deokee “ adında genç bir kızla
tanışıyor. Bu kızla tanışmasından sonra Hak-Kyu ve Deokee arasında yasak aşka tanıklık ediyoruz. Filmin ilk yarım saatinde Yeşilçam senaryosu
hakim. Masum bir kız olan Deokee’nin saf aşkıyla tanışıyoruz. Bu aşkın içinde
cinsellik fazlasıyla var. Deokee,
cinselliği Hak-Kyu ile keşfediyor. İlk kadınlığını böylece yaşamış oluyor, dokunmanın
nasıl bir his olduğunu ilk o zaman anlıyor. Yönetmen ilk yarım saat içinde aşkı
iyi bir şekilde işliyor, cinsellikte sınırları zorluyor. Özellikle cüretkar
sevişme sahnelerinde erkek ve kadın vücutları seyirciden saklanmıyor, filmin
içine yerleştiriliyor. Sevişme sahnelerini izledikçe aşkın içinde yer alan “ Tutku,Şehvet, Arzu “ kavramlarına
yaklaşıyoruz. Bunları izlerken yönetmen gerçekçi bir üslupta çekiyor bu filmi.
Çoğu erotik filmine göre daha gerçekçi sahneler yer alıyor. Sevişen iki
karakterden biri olan Deokee’nin sevişirken gözlerinden akan gözyaşı aşk’ın,
çıplaklığın büyüleyici tarafını gösteriyor bize.
Filmin ilk yarım saatlik diliminden sonra eski mesleğine geri dönmek için Hak-Kyu
kasabadan ayrılıyor. Deokee’nın Hak-Kyu’ya hamile haberini vermesinden sonra
geriye masumiyetten hayalleri parçalanmış, annesini sevdiği adam uğruna
kaybeden, içindeki dünyayı mahvetmek
isteyen bir kadın kalıyor. Filmin ikinci
yarısında film aşk ve cinsellikten konuyu
bir kadının bir erkekten nasıl intikam alabileceğine çeviriyor. Bu
bölümde tanınmamak için Deokee, karşımıza “ Se-Jung “ karakteriyle çıkıyor. Aynı zamanda Hak-Kyu’nun görme
yetisini yavaş yavaş kaybetmesiyle intikam daha kolay bir hale geliyor. Bir
zamanlar Hak-Kyu’dan başkasını görmeyen Se-Jung’un Hak-Kyu’u kör ettiğini
öğreniyoruz, ama İlk yarım saatlik
dilimde durağan anlatıma göre bu bölümlerde yaşananlar vasat bir şekilde
aktarılıyor seyirciye. Sonuç olarak; bir
Kore Masalından günümüze uyarlanan “
Scarlet Innocence “ ilk yarım
saatlik dilimde cüretkar sahneleriyle aklımızda
kalan, durağan anlatımı başarıyla aktaran, filmin ikinci yarısında
seyirciyi hayal kırıklığına uğratan bir film oluyor.
Oyuncular: Jung Woo Sung- (Hak –Kyu )
Esom
( Deokee, Se-Jung)
Park
So Young / Cheong-Yi, Hak Kyu
'nun kızı
Yun
Se Ah / Hak Kyu 'nun eşi,
Yönetmen: Yim Pil Sung
Tür: Melodram- Romantik
Süre: 110 dakika
Ülke: Güney Kore
İzlerken
Altını Çizdiklerim:
“ Kalbine ulaşabilmek için sönük yıldızlarda dolaştım. “
“ Dünyaya karşı olanlar dönme dolaba biner “
CEM KURTULUŞ, OCAK 2016
0 yorum:
Yorum Gönder