İnsanın en büyük zaafı tutkulardır, ama bir o kadar da
insanı ayakta tutan da tutkuyla gittiği yoldur. Tutku bu nedenle büyük önem
taşır.” Tutkuda insan kolayca ağlar,
çünkü sevgi kalbe doğru çok miktarda kan göndererek gözlerden çok buhar
çıkmasına ve kederin yarattığı soğukluk da buharların hareketini geciktirerek daha
yukarıda açıkladığımız gibi onların gözyaşına dönüşmesine neden olur “ der
Descartes tutku üzerine. Tutkunun bu açıdan geniş yelpazede de ele alabilsek
konuyu uzatmama tarafındayım…
Puslu bir Kadıköy sabahı. Tutkulu çıkılacak bir
deplasman için öncesinde planlar yapıldı, tutku adına yapılması gerekenler ise
yola çıkmaktı. Bu da basit gözükse de geri sayım başlamıştı. Mevzu bahis
konusuna geçecek olursak; en son konserini 2000’lerde vermiş Hazy Hill grubunu
görmek herkes için heyecan verici olmanın ötesindeydi. 30’lı yaşlarında olanlar için çok şey
demekti, ama 40’lı yaşlar ve civarı için fanzininden,kasetine,kasetinden radyo
programına kadar Hazy Hill bir çok şeye bahis konusu olmuştu.
İsmini anmadan geçmeyeceğimiz
isim ise burada “Baron” lakabıyla
Hazy Hill konserini bugüne kadar arzulayan, bu konseri yapmak içinden tabiri
caizse elinden geleni ardına koymayan Çağlan
Tekil idi. Bu konser gerçekleşiyorsa şayet en büyük imza kendisindir. Yolculuğa ufaktan geçecek olursak; 4.5 saat
yolculuktan sonra Ankara’ya inmiştik. Kasvetiyle bizi karşılayan Ankara’da
yapılacak ilk iş sabahında Ankara simidi yemekti, bunun sonrasında konser için
geri sayım başladı. Öncesinde pek zaman
yaratılamasa da alkole ufaktan da olsa yüklenilip Ankara’da kolay ulaşımla
konser alanına vardık.
Konser alanına vardığımızda metal konserlerinin klasik
olayı sokak biralaması es geçilemezdi, zaman kısıtlamasına rağmen bu da
yapıldı. Mekana vardığımızda hıncahınç bir kalabalık bizi karşılıyordu. En arka
sıralara doğru uzanan kalabalık yılların özlemini andırıyordu. 2000’li
doğumluların ağırlıkta olması Pentagram grubundan ötürüydü,ki öngrup olan Hazy
Hill’e pek çok yabancı kişinin olması tuhaf karşılanmazdı. Mekana daldıktan sonra havasızlık hafiften
bize sirayet etse de olay tutkuysa her şey vız gelir minvalinde ön tarafa doğru
kendimizi attık. Ön tarafta pek çok genç
nesil vardı, havasızlık sorunumuzu başlar başlamaz Hazy Hill’in jilet gibi
soundu çözmesini bildi.
Konserin ilk yarısında
ortama jilet gibi “ No Traces
Left “ ile dalan Hazy Hill hepimiz için agresifliği başlatmıştı, ki bunun
için nasıl bir agresiflik olacağı muhakkaktı. Hazy Hill’in ilk 10 şarkısı
arasında delilik belirginliği gösteren
şarkılar arasındaydı. “Fan of your Fancy”
den “ Friendly August Sun” ile birlikte ilerleyip daha sonra “Suicide Pack” “
Irony Insıde “ ve “Point Blank” ile birlikte jilet gibi performanslarının yanında seyirciye
bir yandan gaza getirmenin ötesine geçiyordu Hazy Hill. Yaş ortalamasını düşünürsek pek çok kişi ilk
defa izliyordu,ki tanıyıp da yıllar sonra ilk defa izleyenler de oradaydı. Ufuk
Önen’in seyirciyi gazlamasındaki o coşku, o adrenalin sadece Hazy Hill’i
bilenler için değil, bilmeyenler için de o coşkuyu başka bir boyuta taşımıştı.
Final şarkısına
gelirken “ Murky Bedlam “ herkes
için demirbaş bir demonun gaddar bir şarkısı olarak tarihte yerini almıştı,
performansın uzatılıp seyirciyle birlikte coşkulu halde söylenmesine de artı
bir puan eklemeliyiz. Bir o kadar
yılların gaddar şarkısı olan “Burning Shades “ içimizde ukde olarak kalmıştır.
Hazy Hill’i bilen ve bilmeyen arasında özel bir bağ
kurmasını gece boyu ciddi şekilde yapan Ufuk Önen gece adına kahramanı olsa da,
yok edicilik adına Hazy Hill bir Ankara deplasmanında üstümüzden panzer gibi
geçti!
Bugüne kadar verdiği emekler, metal camiasında
emekçiliğiyle öne çıkan şu an aramızda olmayan Baron lakabıyla bildiğimiz Çağlan Tekil bu
konseri Ankara’da izlese hüzünlenmenin ötesine geçerdi, böyle bir konserin
kritik konusunda da kendisinin isminin geçmemesi benim adıma eksi bir durum
olurdu.
Sonuç olarak; Hazy Hill’in en son konserini verdiği 2000
yılından bu yana 22 sene geçti, 22 senelik araya rağmen böylesine jilet gibi
performans ender görülür. Bizim Ankara’ya gitmemizi tutkuya bağlıyoruz, Hazy
Hill’in 22 yıl sonra sahneye çıkması da tutkudan başka bir şeyle açıklanamazdı!
On
the hills with haze!
Not; Fotoğraf;
Kaan Koçakoğlu’ya aittir.
Cem Kurtuluş, 2022 Ekim
0 yorum:
Yorum Gönder