Herkes eskiye biz deliye diye bir terim vardır, bu her ne kadar vıcıklaşmış bir söz olsa da; daima atak, daima saldırganlık peşinden koşan thrash metal’in genç jenerasyonu için söylenebilir. Durdurak bilmeyen ataklarıyla birlikte old school ruhu yaşatmak için atağa geçenlere ithaf ediyorum bunu. Mevzuya bodoslama girersek; Violator,2006 yılında “Chemical Assault” adında tahrip gücü yüksek, daima saldırganlık vaat eden bir albüm yayınladı ,albüm tabiri caizse etrafa dehşet saçıyordu. Dinlediğinizde 80’lere döndüğünüzü hissedeceğinizi söylemek kaçınılmaz olsa da bunda 80’lerin o old school kaydını aramamanız tavsiye edilir ve bu konuyla birlikte mevzuya bodoslama girmek yerinde olacaktır.
Brezilya’nın asi çocukları hız konusunda sınır tanımayarak kafa kopartacaklarının sinyalini başından itibaren veriyor. Daima hızlı gitarlar, devamlı atak dolu davullar, saldırgan vokallerle bunu gösteriyorlar. 2000’li yılların o “Retro Thrash” dedikleri olayın içine onlar bomba gibi düşmüştü, pek çok kritikte adlarını gayet sıkı şekilde duyduk. “Chemical Assault” albümü Efsane/ Tanrı gibi sıfatlara sahip çoğu grubun son dönemlerdeki çalışmalarını sollayacak derecede güçlülüğe, hızlılığa ve politik liriklere sahip olduğunu söylemek yerinde olur. Bunlar klasik kritik tabirleri olacak olsa da bile balyoz gibi bir sound var karşımızda!
Yeni dönem işlerde fazla girecek olmasam da Bonded By Blood,Lich King ‘den sonra favori gruplarımdan biri de Violator olmuştu. Müzikleri biraz Alman Thrash’i,biraz Amerikan Thrash’i vokaller agresif ,gitarlar hızlı,hardcore etkilerini de görmek mümkün. Grup kuruluş amaçlarını bir röportajda “Thrash çalmak ve eğlenmekten başka amacımız yoktu” diye açıklıyor. Kafalarında yarattıkları old school ruhunun üstüne de eklemeler yapıyor. Başlangıçta nasıl Slayer ilk zamanlarına bodrum katında şeytanilik dağıtmak için çıkmışsa, Violator da Brezilya’daki o kaos, gaddar ortamından beslenen ruhunu bizlere akıtmayı amaçlıyor.
Albüme bodoslama giren;
sakat kalmak için bütün şartları hazırlayan “Atomic Nightmare” bütün nefretini, nükleer savaşlara karşı
kusuyor. Agresiflik,saldırganlık, hız ve adrenalin kesilmiyor, davullarla
birlikte yüksek şekilde dişler sıkılı şekilde kaos ortamında kan akıyor.
Zehirli Atıklar, doğanın yok oluşu ve insan ırkının yaptıklarıyla alakalı
sözünü söylüyor Violator. “UxFxTx (United for Thrash)” ile özgürlüğün sadece sahnede stage dive
yapmaktan geçmeye inanan kitleye haykırıyor Violator. Konserlerde bu şarkıyı
çaldıklarında ortalık yıkılıyor aynı 80’lerde Exodus’un yaptığı
gibi, Exodus 80’lerde kan ve vahşet görmek istiyordu bunlarda kavga
ve kaos görmek istiyor. Liriklerde de “Bonded By Blood” diye Exodus’a atıf
içeriyor.
“Destined To Die”
sefaletin kol gezdiği sokaklarda faşistlerin
kan döktüğünü haykıran liriklerle anlatıyor. Brezilya’da kesin olan bir şey
varsa sokakların geçmişten bugüne kadar sıkıntılı, politikanın tabiri caizse
bok götürdüğü gerçeğiydi ve zamanında bunun aynısını Sepultura’da yapmıştı.
Sokaktan gelen sokağa anlatır sözü de bir noktada geçerli olur. Lirikleri
sokaklarda yaşayan ve adeta çöp gibi muamele gören insanlar ve bu evi olmayan
insanları öldürerek sokakları temizlemeyi hedefleyen devlet hakkında. Brezilya,
zamanında faşist bir anlayışla yönetiliyordu, faşist polisler tarafından
insanlar katlediyordu,bu şarkıda o düzene isyan niteliğinde.
“Addicted to Mosh” tam olarak thrash metal ruhunun saldırganlıkla birleştiği,bir an
durmadığı ve saldırganlığın durmadığı her türlü sakatlığın ortaya çıkabileceği
bir nevi kafa kopartan işlerin başlangıcı. “Kalabalığa karış ve çarp” ve
“pit alanında yerini al” uyarısını verir, sakat kalıp kalmamak
şanslıysan olur misali rotasını çiziyor. “Bizim yolumuz yeraltı, kimse bunun
trend/moda olduğunu söylemesin” nakaratlarıyla sözünü de söylüyor.
“Brainwash Possession” lirikleriyle - Tanrı'nın adaletsizliği,zengin-fakir arasındaki uçurum,yönetimdeki eşitsizlikler ve bunların ört-bas edilme çalışmaları,halkı ayakta uyutmasını merkeze taşıyor. Yöntem belli;yine saldırganlık olduğu yerden devam şekilde. “Ordered to Thrash” tam manasıyla thrash bombalarının üstümüze yağdığı, durdurak bilmeyen riffleriyle delik deşik yer açan, davullarıyla beynimizde ayrı lağıma bizi yollayan, tehlikelere ve sakatlıklara yol açacak derecede tahribatlı tam anlamıyla thrashy-terror temasına kafa tutuyor. Headbang kaosunun kesilmediği,saldırganlık hissininin devam ettiği anlarda “THRASH” diye sesler yükselir.
3.32 sn uzunluğundaki “Toxic Death” kimyasal silahlara,toplu ölümlere,gelişmiş ülkelerin 3. Dünya ülkelerine boşalttıkları ve zehir saçan toksik atıklara ve bunların yarattığı tehlikeye dikkat çekmek isteyen nakaratlarıyla göz önünde. Sözler adeta bir felaket senaryosu gibi. Davullar hiç durmuyor, vokaller ise öfkeli bir şekilde nefretini kusuyor. “Lethal Injection” albümün sonlarına doğru gelirken en toplumsal parça ile karşı karşıyayız belki de. Adaletsizlik,rüşvet,farklılıklara olan önyargılar,baskıcı rejim ve sistemin çarpıklığı gibi konulara kafasını uzatıyor.
Ve albümün son ve en uzun parçası “After Nuclear Devastation” 5:02 sn uzunluğundaki parça isminden de anlaşılacağı gibi nükleer savaşı,nükleer bir füze tarafından yok edilen bir şehri ve sonrasında yaşanabilecek olası bir kaosu konu alıyor. Keskin hızlı riffler, çeşitli zil oyunları ve aksak ritmli davullar hızın doruklarındaki gitar solosu ve kirli/çığlık vokal bu parçada hat safhaya ulaşıyor.
2000’lerin ortalarını düşünürsek; 2000’lerde konuşulan
konu thrash metal’in bittiği,yok olduğu yönündeydi, ve bu geyik hep sürdü. 2000’lerde ise
pek çok genç thrash metal grubu çıkarak ortalığın boş olmadığını herkese
kanıtladı. Pek çok grup cehennem gibi üstlerine çöktüler ve pek çok gruptan
daha fazlasıyla ruhlu bir iş çıkardılar. Chemical Assault’u çıkarırken Violator
bir röportajında şöyle diyordu;
“Sanat, şarkılar, prodüksiyon. Günlük hayatımızın (iş,
aile, okul) sıradanlığının ötesinde yaşamak için DIY ve underground'a gerçekten
inanıyoruz ve Violator benim için budur, Chemical Assault'un anlamı budur.”









0 yorum:
Yorum Gönder