2000’li
yıllara doğru teknolojinin gelişmesiyle thrash metal işleri değişti. Hele ki
bir de Andy Sneap gibi bir prodüktörle
çalışıyorsanız işiniz zor. Ama bu onun bu konularda başarısız olduğu anlamına
gelmez. Pek çok grup Andy Sneap ile çalıştığında başarıyı yakalamıştı, özellikle
son zamanlarda bu gruplardan biri Accept olmuştu. Modern sound adı altında
metal müzik sevenler için Andy Sneap önemli bir isim,ama old school eski kafa
olanlar için bunu açıklamak zor. Mevzu bahis konusu 2000’li yıllarda aşırı
şekilde soundlarına modernliği ekleyen gruplar. Testament’de bu modern thrash
işlerine girenlerden,ama Kreator gibi 2000’li yıllarda işin bokunu
çıkarmayanlardan sözün tabiriyle. Böyle bir çağda kayıt olarak kimse tamamen 80’ler sound çıkmasını beklemiyor. Çoğu thrash
grubundaki grup üyelerinin albümü kaydettikten sonra “ 80’lere döndük bu
albümle “ gibi demeçleri de bir o kadar itici oluyor. En son böyle röportajı Destruction
olmak üzere birçok grup verdi, hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var.
Albüm
açılışını adalet kavramına dair savaş hakkında sözünü söyleyen “ Rise Up “ ile açılıyor. Chuck Billy
güçlü vokalini öfkesiyle birleştiriyor. Şarkı; itaatler,savaşlar,öldürülen
askerler üzerine kurulu. “
Native Blood” albümün ana parçalarından, aynı zamanda klibiyle dikkat
çekiyor. Chuck Billy’nin politikliğini öfke ile yansıtıyor. Aynı zamanda Amerika yerlileri üzerine
haksızlıklar ve ayrımcılık yapılan bir temayla ilgili. Sadece kızılderilili
meselesiyle ilgili olmadığını söylese de Chuck Billy genel tema bunun üzerine. Klibin
merkezine Kızılderili bir çocuk yerleştiriliyor, bu çocuğa beyazlar tarafından
alaylar şarkının lirikleri hakkında fikir veriyor. Kliple ilgili şöyle bir alıntıyı hatırlamakta
fayda var “ *Klibin ilk
sekansında, 1870'lerde Amerikan hükümetine karşı savaşan efsanevi yerli lider
Crazy Horse'un babasının "bir yerlerde, içimizdeki gençlerden
iyi bir adam (çıkıp) yücelmeli" şeklindeki sözü ekrana geliyor.” Crazy Horse, Kızılderililerce gurur duyulan
politik liderdir. Savaşçı özelliğiyle biliniyor. Klip, Peter Blue Cloud’dan “ biz yerliler kutsal
yerin korucularıyız “ sözüyle son bulur.
Dünyayla ilgili meseleler hakkında konuşan “
Dark Roots Of Earth" Chuck
Billy’nin vokalini Metallica’nın Death Magnetic
albümü dönemine götürüyor. Native
Blood’da Kızılderililer üzerinden sözünü
söyleyen Testament bunu “ True American
Hate “ de Amerikan toplumuna eleştiriyi yapıyor. Müzikal yönden albümün en zayıf parçalardan
biri, en azından Testament vari ruhtan eksik izlenimi veriyor. “ Gold
ballad “ sözü niteliğinde “ Cold Embrace “ duygu yoğunluğunun en kuvvetli, ve Chuck’ın ses
renginin üst seviyelerine çıktığını özetleyen, Eric Peterson ve Alex Skolnick
ikilisinin iş birliğinde bir duygu fırtınasına dönüşüyor. Bu parçanın diğer bir
özelliği Twilight serisi filmlerinden birinde kullanacak olması diye belirtiyor
Chuck Billy. Eski dönem Testament girişlerini hatırlatan “
Man Kills Mankind” güçlü
vokaller, saldırgan gitarların etkisiyle “ some people live to lie, some people don’t,some
people are born to die” nakaratlarıyla
özet geçiyor.
Sonuç olarak; Andy
Sneap prodüktörlüğünde çıkan “ Dark
Roots Of Earth “ gümbür gümbür gelen “
Testament 80’ler sounduna dönmüş “
denilecek bir albüm değil, ama yerin dibine sokulacak bir albüm de
değil.
Chuck Billy – Vokal
Eric Peterson –Gitar
Alex Skolnick – Gitar
Greg Christian –Bas Gitar
Cem
Kurtuluş, 2013
0 yorum:
Yorum Gönder