Söze nereden başlaması gerektiğini tam bilmiyorum. Ama gururlandıran tek şey var ki 3 kulvarda da yolumuza devam ettiğimiz. Aykut Kocaman’ı ne kadar eleştirsek de , ne kadar kızsak da, çoğu Fenerbahçeli tarafından sevilmese de “ yiğidi öldür hakkını ver” sözü kendisi için geçerli.
Salih gibi genç bir yeteneği
takıma monte etmesi Fenerbahçeliler için sevinç kaynağı oldu. Lazio’yu ilk
maçta 2-0 yenmemiz açısından bu maçta nasıl futbol oynanacağı az çok belliydi.
Nasıl oynaması gerektiğini bilen bir takım hüviyetiyle çıktı Fenerbahçe bu maça.
İlk 45 dakikada iyi
savunma yaptı. Maçın seyircisiz olmasına karşın stadın içinden Fenerbahçe
seslerinin yükselmesi bizleri sevindirdi. İlk yarı genelinde takım genelinde
orta sahada iyi bir görüntü çözen sadece Selçuk şahin vardı. Cristian ortalıkta
yoktu. Pas atmaktan yoksun bir görüntü çiziyordu.
Aynı zamanda Meireles’te etkili
bir oyun oynayamadı. Webo ileride tek başına mücadele ediyor, fazla varlık
gösteremedi. İkinci yarıya atak başlayan taraf Lazio'ydu. Golü de erken
buldular. Bu kadar atak üstüne adeta gol “ geliyorum” dedi.
Korku dakikaları başladı.
Salih’in girmesiyle oyun hareketlendi. Fenerbahçe’nin uğurlu çocuğu desek
yeridir Salih için. Nerden ve ne zaman çıksa golün habercisi oluyor. Caner’in
golü de bu dakikalarda geldi. Bizlere rahat bir nefes aldırdı.
Fenerbahçe takımı nasıl
oynaması gerektiğini biliyordu ve öyle de oldu. İtalya’da amaç yenmek değil,
turu geçmekti. Bunu da başardı Fenerbahçe ve bütün Türkiye’yi sevince
boğdu. Aykut Kocaman’ın sözüyle yazımı bitiriyorum. “Bizi geçen sene
Şampiyonlar Ligi'ne göndermeyenlere yarı finalden selam olsun"
0 yorum:
Yorum Gönder