// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

02 Eylül 2013

Bu bir Film Eleştirisi Değildir :Annie Hall (1977)














Konu Woody Allen olduğunda her türlü manyaklığı o filmin içine sokabilirsiniz. Manyaklık, serserilik,  sokağın dili, kameranın içine kendi hayatından kesitler sunması, cinsel arzular, acı, sefalet, yalnızlık, hangover olma durumları her türlü şey Allen filmleri için söylenebilir. Allen sineması daha çok cinsel arzuları, kadın-erkek ilişkilerini, hayatın anlamsızlığını kendine tema olarak belirlemiştir. Allen’ın “Annie Hall” filminden alınan replik her şeyi özetliyor:

“Eski bir espri vardır, bilirsiniz. İki yaşlı kadın dağ başında bir lokantada yemek yemektedirler. Biri, ”lanet olsun!” der, “Yemekler ne kadar da berbat!”.  “Evet” der diğeri, “Üstelik ne kadar da az!” yani, bu benim yaşam hakkındaki düşüncemin kısa bir özetidir: Hayat yalnızlık, sefillik, acılar ve mutsuzluklarla doludur ama keşke bu kadar kısa olmasaydı “.  -Woody Allen

Allen bu filminde kameranın önüne geçiyor, sıklıkla kendisini görüyoruz. Allen ile kadın erkek ilişkilerine doğru yolculuğa çıkıyoruz.

Film, Brooklyn doğumlu Yahudi komedyen Alvy Singer karakteri üzerinden anlatılıyor. Alvy’nin çocukluğuna inişler, sekse bağlılığı, kadın-erkek ilişkilerine doğru yoğunlaşması ve filmdeki Alvy karakterinin karamsarlığı filmin temasını belirliyor.

Alvy Singer gibi kafayı yemiş kendini yalnızlığın içine gömmüş biriyle, tenis oynamayı seven mutluluktan zevk almaya bakan Annie Hall karakterleri üzerinden sorunlu ilişki Allen gözünden anlatılıyor. Filmde sıklıkla üzerinde durulan konu seks, erkek-kadın ilişkileri, varoluş ve yokoluş arasındaki bağlantı, ölüm ve aşk..

Allen’ın hayatından kareler taşıyor “Annie Hall”.  Kadın-erkek ilişkilerini her iki taraftan anlatması filmi başarılı kılıyor. Filmde o kadar atlanmaması gereken sahne var ki bazen “filmi yeniden açayım da hatırlayım şu sahneleri” demekten kendinizi alamıyorsunuz.

Alvy’nin Annie ile yaşadığı istakoz sahnesi, sonrasında Alvy’nin Annie’ye evlenme teklifi ettiği sahne gibi sahneleri kaçırmadan izlerseniz günümüz ilişkilerine dair mesaj gönderiyor. Allen’ın kameraya dönüp seyirciyle konuşması da takdir edilesi bir durum.

70’li yıllardaki çoğu filmi sollayıp geride bıraktıktan sonra Oscar’ı kazanmasının yanında film, içindeki cümlelerle ve aforizmalarla günümüz modern ilişkilerine inceden ayar veriyor. Film, Allen filmografisinde çoğu kişinin takdirini kazanmasının yanında, Allen ve Diane Keaton’un oyunculuğu  konusunda şapka çıkartıyor.

Yazılan bu yazının eleştiri yazısı olduğunu söyleyemem (sinema teknikleri, Allen’ın kullandığı tarz vb. konularda yeterliliğim yok);  ama filmin  Allen’ın çıkardığı filmler arasında önemli bir yere sahip olduğunu söyleyebilirim.

Allen’ı tanımak için “Annie Hall” filmi otobiyografik film olmasının yanında Woody Allen dünyasına giriş için, Allen'ı tanımak için  biçilmiş kaftan. Allen sinemasına ilgiliyseniz bu filme kayıtsız kalamazsınız. 

Altını Çizdiklerim:

 “Entelektüeller senin parlak biri olduğunu savunur ama gerçekte ne olduğun hakkında hiçbir fikirleri yoktur”

 “Bir duman almak bir partide 5 yıl geçirmek gibidir..”

 “Çocukken bile hep yanlış kadınları seçtim. Herkes pamuk prensese aşık olurdu bense kötü kalpli kraliçeye.”

 “İlişki köpek balığı gibidir. Ya ileri gider ya da ölür. Sanırım bizim elimizde kalan öyle bir köpek balığı”.

 “Galiba ben insan ilişkileri hakkında ayni şeyi hissediyorum. çok akıl dışı, mantıksız hatta saçma olduklarını bilseniz de sürdürmeye çalışıyorsunuz”.

 “Ben pesimist bir adamım. aslında bakarsan dünya benim için ikiye ayrılır. Berbatlar ve sefiller”.

 “Orgazmda hayatın bütün boşluklarını doldurabilen ağırlıklar var”.

Cem Kurtuluş, 2013



0 yorum: