// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

25 Nisan 2020

" Ben bir rock'n roll askeriyim " U.D.O - Steelfactory (2018)














Bazı çakılı isimler heavy metal dünyasında  raconu iyi bilirler ve bundan iz bırakmışlardır. İsimleri yeri göğü inletmeyi iyi bilir, çünkü yaptıkları işlerle de saygı mertebesini yükseltmişlerdir. Accept’in beyni namı diğer “ U.D.O “ yaşlandıkça olgunlaşan ve ürettikleriyle öne çıktığını zaman ilerledikçe bize iyi gösteriyor.  2010 yılında kendisini Foça festivalinde izlediğimde yaşı bir yana yansıttığı enerji ile ne kadar rock’n roll biri olduğunu kanıtlaması uzun sürmedi. U.D.O’nun son işlerinden biri “ Steelfactory “ isminden anlaşılacağı gibi sert bir dönüşün sinyallerini isminden  anlıyoruz aslında. Bu albümde U.D.O, yanına oğlu  Sven  Dirkschneider’ı  alıyor.  Oğlu da yabana atılacak bir isim değil, kendine ait grupları olmasının yanında 2015’te Saxon’la beraber çalmışlığı var.   


Mevzuya dönecek olursak;  “ U.D.O  1987’den bu yana 16.albümü olan “ Steelfactory “  ile kapılarını bize  “ Tongue Reaper “ ile açıyor.  Güçlü vokal, güçlü riffler ve Accept’in klasik dönemlerindeki halini devam ettiriyor,  “ Make The Move “ albümün dinamiklerinden, rock’n roll ruhu ile dolu bir yaşantıya tanıklık etmemizi sağlıyor.  Akılda kalıcı melodileriyle, koro halinde söylenebilir havasıyla  “ Keeper My Soul “   rock’n roll askeri olduğunu söyleyen U.D.O bıkmak tükenmeyen enerjisiyle “ In The Heat Of The Nıght “  da öne çıkıyor, Andrey’in klas soloları da albümde ne gibi katkı verdiğini kanıtlıyor.  

Accept izlerine  fazlasıyla  rastladığımız  “ Raise  The Game “    Andrey’in ne klas iş çıkardığına birer örnek teşkil ediyor.  Dört nala saldırır bir şekilde atak üstüne ataklar “ Blood On Fire “ ile devam ediyor. Udo ile Andrey işbirliğinde Sven’ de bu ikiliye katılır.  “La Cumparsita”  solosu şarkıda sırıtmaz, şarkıyı iyi seviyeye taşır. (-Metal Heart'dan tanıdıktır)  Sazı  Sven Dirkschneider’ın eline aldığı  “ Rising High “  güçlü temposuyla, enerjisiyle, hızlı riffleriyle bir savaş alanının içine yerleştirme hissini fazlasıyla veriyor.  Andrey’in yine Udo ile iş birliği içinde nasıl bir gösteri hazırladığını da bize dibine kadar hissettiriyor. 80’ler metal çağını dibine kadar hissettiren, Ac /Dc etkilerine yakın ve Accept döneminin izleri “ Hungry  And Angry “ ile açığa çıkıyor. Koro halinde bir marş haline dönüşürlülüğü ve akılda kalıcı melodileriyle de albümün demirbaşlarından. 

En çok konuşulan şarkılardan olan “ One Heart  One Soul “  klasik Udo’nun güçlü vokalleriyle-insanlığa verdiği mesajlarla öne çıkıyor.  “One heart - one soul - one world forever One aim - one goal - one world for all”   nakaratlarıyla  ve tekrarlanan  koro halinde söylenebilirliğiyle  konserde kolay söylenecek şarkılar arasına ekleniyor.  “ A Bite of Evil “  bize bir nevi Judas Priest’in “ Painkiller”  döneminden “ A Touch of Evil “ şarkısını hatırlatır.  Bu bir atıf da olabilir. Albümün en güçlü ve en dinamik şarkılarından birini oluşturur bu, çok kendisinden bahsetmesek de U.D.O’nun yol arkadaşlarından biri bas gitarda olan Fitty Wienhold’dır. Udo’nun uzun yıllar yanında yaklaşık on iki albümde çalmıştır. Bu şarkı başta olmak üzere albümde  etkisi Andrey ile etkisi az değildir.  

Hızlı girişleriyle harekete geçiren “ Eraser “ albümün dinamiklerinden olmasa da albümde enerjisi yüksek şarkılardan biri olarak dikkat çekiyor. Andrey’in bunda katkısı muazzam derecede, sololarıyla da iş bitiriciliğe soyunuyor. Finale yakın bizi karşılayan “ Rose In The Desert “ ve U.D.O albümlerinin vazgeçilmezi olan ballad unsuru  “ The Way “ şarkısıyla öne çıkarak “ a life so full of memories “ sözüyle özetliyor şarkıyı ve  albümün kapanış parçası seçiliyor.

Toparladığımızda;  Prodüktörlüğü Jacob Hansen'e ait olan  “ Steelfactory”  U.D.O’nun oğlu Sven ile çaldığı ilk albüm olarak kayıtlara geçiyor, “ yeni bir davulcu ararken onun bizimle çalacağını hiç düşünmemiştim “ diyor Udo, oğlu için.  Bunun yanında  Rev-Raptor albümü  sonrası gruba katılan Andrey Smirnov’un ne kadar yetenekli olduğunu bu albümde bir kez daha gözlemliyoruz. Albümün kaydediliş süreci iki hafta kadar sürüyor; kısacası  “ Steelfactory “ albümüyle U.D.O ve askerleri hünerlerini sergilemeye devam ediyor ve U.D.O’da   “ metal machine “ sözünün hakkını fazlasıyla veriyor. 2018 yılına Judas Priest’in “ Firepower “ albümüyle birlikte bir bomba sallıyor. Çelikten bir duvar, kaya gibi sert bir albüm yorumu belki abartı olabilir ama bundan fazlası da
olabilir.

Kadro:

U.D.O-             Vokal
Andrey Smirnov- Gitar
Fitty Wienhold – Bass
Sven Dirkschneider – Davul

Prodüktör:Jacob Hansen
Firma: AFM
Çıkış Yılı: 2018

Not: Albümde 13 şarkı bulunması ile birlikte bunun yanında  sınırlı sayıda basılan CD'lerde  " The Devil Is An Angel"   " Pıcture In My Dreams "  adında  iki adet bonus şarkı bulunuyor.  

Cem Kurtuluş, 2020

0 yorum: