Kuşkusuz ki “ kaset çağı” diye bir gerçek var müzik aleminde.
Amatörlüğün ruha dokunduğu, içten ve kalben ve tutkuyla bu işe soyunmanın
gerektirdiği bir durum bu. Bazen
ulaşabildiğin bazen de ulaşamadığın durumlar var. Bu kaset çağı lanet bir şey;
ama bu lanetlik sözünün altında o tutkuyu barındıran bir iş bu. Teknolojinin büyümesiyle ve gelişmesiyle
birlikte her ne kadar geriye itilse de sözün tabiriyle bunu kovalayanlar halen
az da olsa var. Tolga Havran’ın arşiv konusunda ne kadar geniş bir içeriğe
sahip olduğunu ve samimiyetimle söyleyebilirim ki bu kültürün yaşaması için
çabaları ve özverili adımlarına uzaktan da olsa tanıklık ediyoruz.
Benim için bu
durum blog döneminden kalma,ki kendisiyle resmen olmasa da uzaktan da olsa 2009
itibariyle Ychorus bloğundan hafiften de olsa keşife çıkmıştım. Bu yolculuk da
tutku ve ruhun birleşmesinden yola çıkan Tolga
Havran ve iyi bir kimya yakalayan tasarım işlerine vakıf olan Onat Hafız başrolde. “ 2000’lerde
bağımsız müzik “ adını taşıyan bu iş de 23 şarkı var,99 adet üretildi. “
Dinlediğiniz şarkılar genelde ev kaydı ya da müzisyenlerin kendi imkanları ile
kayıt altına aldıkları demolardan oluşmaktadır “ diye kaset kartonetinde dinleyene
not düşülüyor. Sözün özü; amatör ruhun
dönemlerinden keşifin farklı notalarıyla birlikte bu yolculukta gecenin karanlığına uygun, insanın kendisiyle
çarpıştığı zaman dilimine hitap edecek bir sound ile bizlere ulaştı.
Düz
Mantık, She Past Away, Kafabindünya gibi grupların haricinde
de belki daha önce hiç duymadığınız gruplarda bu seçkinin içinde yer alıyor.
Her şeyden önce bu seçkilerden oluşan işin bir ruhu var; bu bariz belli.
Notalar; sessizliğin izinde hüküm sürüyor; kapalı odalarda kendisiyle ağır
çatışan bireye karşın da öyle bir hissiyat yaratıyor. 23 şarkıyı yorumlamak
oldukça güç; ama bunu bir takım gibi düşünmenin herkese yararı fazlasıyla
oluyor. Pek çok şarkı var; ama “ Düz Mantık / Bok mu vardı “ ve She Past Away /Bozbulanık (demo) “ özellikle öne çıkanlardan oluyor, özellikle
She Past Away’ın o karanlık havasındaki hali cezbeden nitelikte. Bunlarla birlikte sessiz tınılı ruhu yüksek
şarkılar da bundan nasibini alıyor.
Sözsüz; sadece notalarla yükselen ama ruhu olan şarkılara tanıklık
ediyoruz diğer anlamda. Bunun ifadesi bana zor geliyor.
Burayı kısa kesersem;
karanlık odalara kapanan, insanın kendisiyle kavgasına dair sözü olacağını
hissettiren; sound’un o amatör ruhuna sadık kalmanın esasını yerine getiren ruhunu
teslim etmiş bu ruha önem veren kişilerin işi bunlar. Bu olayda da “ Tolga
Havran “ kendisinin de bahsettiği gibi
müzisyenlerin kayıt altına aldıkları demoları
olduğu gibi yayınlama dedikleri olayı ve diğer türlü bahsedeceksek sadık
kalarak yayınlıyor. Bununla birlikte iyi
bir takım oyuncusu olan Onat Hafız’a da es geçmememiz gerekir, ki böyle şeyler
her zaman iyi bir takım uyumuyla yakalanır. Toparlarsam; bu iş ticaretten uzak,
tutku ve ruhun ne anlama geleceğini bilen ve bu ruhu destekleyenlerin de
çoğalması ümidiyle demek en doğru söz olacaktır…
Fotoğraflar: Tolga
Havran
Cem
Kurtuluş, 2020 Temmuz
0 yorum:
Yorum Gönder