Jon
Oliva malumunuz bundan önce kardeşi Criss
Oliva ile Savatage’de klas işlere imza attı.Kulağa inanması güç gelse de
albümde bazı parçalarda Criss Oliva’ın katkısı var. Ya da Criss Oliva için
Jon,kardeşini anmak istemiş. Mesela "You Never Know" şarkısının
tamamı Criss’e ait. "Beform I
Hang" şarkısında da kimi bölümler Criss'in nakaratlar ise Jon imzalı.
Malum parça terörizm ile ilgili ve teröristin düşünmeye başladığı bölümler Criss’in
işi. Genellikle Savatage şarkılarında her zaman bir hikayeyle ve esinlenmeyle
karşılaşırız. Mesela grubun en büyük hitlerinden "Gutter Ballet" ı
Jon aniden yazmamıştır. Bir şeyden ilham almıştır. Bu da Toronto’da izlediği
1986 müzikali The Phantom of the Opera
idi. Bu albümün ilham konusu ise albümün adından anlaşılacağı gibi küresel
ısınma. Konu hakkında bir belgesel izleyen Jon aniden albüm yazmaya karar
vermiş. Hayat, ölüm, savaşlar, küresel sorunları birde Savatage’in arkasındaki
dehanın penceresinden dinliyoruz. Albümde ilk üç şarkıda savaşlar için harcanan
para yüzünden dünyanın ne hale geldiği işleniyor.
Albüme ismini veren şarkıyla açılan "Global Warning" tam bir enstrüman çılgınlığı var.. 70’ler hardrock sahnesinden izleri taşınıyor. Rush,Camel dünyasından bir esintiyi görmek mümkün. “ Look at the World “ dünyada dönen yalanlara dair bir gönderme “ gözlerini aç “ cümlesinin ağırlığı üzerine kuruluyor. Criss Oliva’nın şarkı yazımında imzası olduğunu da görüyoruz,sadece bu şarkıda değil birkaç şarkıda var.
"Adding the Cost" riffsel yönden yoğun, thrash vari atakların doyuruculuğunun hissiyatıyla vuruculuğuyla öne çıkıyor. Jon Oliva vokalde adeta parçalamış geçmiş, Matt Laporte’de gitarda döktürmüş. Milyon dolarlar,harcanan paralar ve yapılan yatırımlar... Lirikler de ölümle sonuçlanan hayatlara dair atıfta bulunuyor. Koro kısmı hariç agresifliği ağır basan şarkı oluyor. Savatage’ın 1984 albümünde yer alan "Before I hang" savaşların gölgesinde batıya dair sözünü söyleyen liriklerden sesleniyor. hiçbirşey ,vücutlar şarap gibi kokuyor. "Firefly" duygu yoğunluğu yüksek, dokunaklı,bir o kadar melodileriyle içinizi titreten bir iş ve savaş konulu. Criss Oliva’nın imzası var. Açgözlülüğün neler getirdiğini liriklere yansıyor. "Master" albümün diğer şarkılarına göre geride kalıp de vasat işlerden. “The Ride" insanın içini rahatlatan klasik gitar ritimleriyle başlıyor,duygusal bir yolculuğa doğru gidiyor. Liriklerde hangi yola gideceğimiz ve neyi seçeceğimiz konu alınıyor.
"O to G" Jon’un açıklamasına göre grubun yardımcısı Super G’ye adanıyor. Bu şarkıda ölüm ve yaşam kavramları yer alıyor. Burukluk,dokunaklığın piyanonun insanın içini erittiği o duygusal yolculuğa doğru pek çok şey söylüyor. Dokunaklı ağır bir veda. Çok sevilen dosta yazılan parçanın ritmleri adeta vedayı andırıyor. Criss Oliva imzalı "Walk Upon the Water" Ölü mü diri mi olduğunuzu bilemediğiniz bir rüya hakkında. Aklını yitirmenin bir başka hali gibi hissiyatını derin yerlere doğru getiriyor Jon Oliva yine olağanüstü performanslarından birini sergiliyor,sergilemekle kalmıyor söylediğini yaşıyor.
"Stories"de Jon hızlı vokalleriyle dikkat çekiyor. Jon önceden yaptığı açıklamalarda bu parça ve "No More Saturdays" in Criss Oliva’ın müziğini içerdiğini söylemiştir. Albümün ilk yarısındaki sonraki kısmında Criss Oliva’nın şarkı yazımına katkısı üst seviyelerde. Sonuç olarak bir saate yakın süreli heavy metal ürünleri genellikle uzun bir süre ama “ Global Warning “ da sırıtmıyor,aksine bir şölen havasında ilerliyor. Ayrıca hem günümüz küresel dünyasına dair sözünü söyleyeni,hem de Savatage ruhunu derinden hissettiren bir albüm oluyor. Bununla birlikte albümün emeğine de Jon'un Criss Oliva'nın ismini sıklıkla görüyor olmamız da klas bir hareket.
Cem Kurtuluş,2008
0 yorum:
Yorum Gönder