80’lerin
ilk yarısında thrash metal sahnesinde
bir yıkım söz konusuydu. Bazı şirketler bazı grupların üstüne fazlasıyla
çökmüştü,bunlardan yaptıkları müziğin sert ve tavizsiz yaptığı gerçeğiyle öne
çıkan bir grup olan Exodus, ilk çıktığında Paul Baloff önderliğinde fanatiklerine sahnede “ kan istiyoruz “ diye
haykırıyordu. Bir süre sonra grup ne kadar şiddet bazlı müzik yapıyorsa,
fanatikleri de bir o kadar hırçın ve öfkeliydi. Bir süre sonra bu iş çığrından
çıktı ve konserlerde grup yer bulamamaya başladı,sonrasında Paul Baloff alkol
ve uyuşturucu sebepleriyle nedeniyle de
erkenden yolunu tuttu. Steve Zetro Souza’nın mikrofonu almasıyla herkes ne
olacağını merak ederken beyinde hasar bırakacak sıkıntılı bir iş olan “
Plesaures of the Flesh “ albümüyle bu işin üstesinden gelmişlerdi. Bunun
devamında gelecek olan “ Fabulous
Disaster “ Exodus’un yine saldırgan
haliyle yıkım vaat edeceğine dair bir albüm bırakıyor bize.
Albüm,“ The Last
Act Of Defiance “ şarkının başında insanlık dışı hapishane
sistemiyle ilgili içeriği ve temasıyla devamlı saldırgan haliyle, kaosun içine
davet ediyor. Tom Hunting’in hızlı
davulları, bir anda hızlı kayıp giden sololar ve Souza’nın saldırgan vokaliyle
de kaos durmadan devam eder. Exodus, direkt olarak hapishaneyi sular içinde
bırakan katiller,hırsızlar,tecavüzler üzerinden anlatır hikayeyi. “ Fabulous Disaster “ albüme ismini
veren şarkı olmakla birlikte nükleer savaş temasıyla atılan bombalardan sonra geriye kalan sadece
anı ve keder olacağını vurgular. Davul ile uyumlu giden gitar uyumuyla Souza
geride kalsa da saldırganlıktan geri kalmaz.
Albümün
dinamiklerinden “ The Toxic Waltz “ salgırganlıktan prim vermeyen, arka
vokalleriyle kükreme hissini dibine kadar hissettiren kemik seslerinin
duyulması için davetkarlığıyla önde.
Şarkının yazılma hikayesi 1950 ve 1960’larda vals dansına parodi
niyetine bir tepki niteliğinde. Souza’nın yaptığı yorum ise “ biz sert thrash
grubundan ibaretiz, yüzünüze tekme atıp karınıza tecavüz edeceğiz “ şeklinde,
bu da daha çok biz thrash yapıyoruz,kimseden korkmuyoruz burdayız der gibi.Funk
grubu “War” dan cover şarkısı olan “ Low
Rider “ albümün bütünlüğünün dışında olan bir ahenkte.
“ Cajun Hell “ gidişat itibariyle Exodus’un 1987 albümünden
Brain Dead’i anımsatsa da dur durak bilmeden
Souza’nın etkili vokalleriyle tek düze gitse de bahsettiği konu muhtemelen
Amerikada “ Cajun “ diye bahsedilen etnik grupla ilgili. Kaynaklara göre; “ Cajun,
Anglos tarafından, etnik kökenlerine bakılmaksızın, Fransız kökenli ve düşük
ekonomik konumdaki tüm kişilere atıfta bulunmak için kullanıldı.” ifadesi yer
alır. “ Like Father, Like Son “ Souza’nın saldırgan vokaliyle birlikte aile
içi şiddete dair lirikleriyle öne çıkar. Bir sürat şarkısı kıvamında,belki çok
üst bir saldırganlık vaat etmiyor ama yine de dinletmesini beceriyor,ki pek çok
yorumda bu şarkıya dair “ vasat “ yorumu yapılıyor. Devamıyla birlikte gelen “ Corruption “ bahsedildiği üzere ABD’de yozlaşmış siyasi sistem
nedeniyle var olan liriklerden oluşuyor. Bazı eleştirmenlerce ortalamanın
altında tutulsa da Souza’nın vokal yapısıyla durdurak bilmeden saldırganlığın
içinde olmaya devam eden bir yapıda ilerliyor.
“
Verbal Razors “ albümün dinamitlerinden biri olduğunu kanıtlayan, riff
manyaklığı ardında süratiyle Souza’nın saldırganlığıyla birleşince bir kaos
ortamı yarattığını bariz belli ediyor. Gary Holt ve Rick Hunolt ikilisinin
yarattığı o riff manyaklığında kaybolmaya dikkat ve sonrasında gelen uçurucu ve
delik deşik sololar da kanıtlıyorlar bunu. Tempo düşmeden “ Open Season “ şiddet vari
liriklerle Exodus’un öfke kusan yapısını fazlasıyla gösteriyor. Albümün kapanış şarkısı olan Ac/ Dc cover’ı
olan “ Overdose “ Exodus klasının çok altında bir kapanış
şarkısı oluyor. Hiç olmasa olurmuş dedirtmeyi biliyor.
Sonuç
olarak; Exodus’un bugüne kadar en şiddetli albümünün Bonded By Blood olduğunu söylersek bunun devamında kadroya katılan Steve Souza’nın gelmesiyle müzik
farkının değiştiğini bariz gösteriyorlardı. Plesaures of Flesh albümünde prodüktör Mark Senesac bu albümde de yerini alarak nasıl bir iş ortaya
koyduğunu net belli ediyordu. Bununla birlikte
Plesaures of Flesh albümünün devamı olan “ Fabulous Disaster “ hızıyla, süratiyle, belki Exodus’un en zirve
albümlerinden biri değil, saldırganlığıyla kaosun içine dalmamıza dair uyarı
veren bir albüm olmuştur
Cem Kurtuluş,2020
0 yorum:
Yorum Gönder