Kuşkusuz
ki bir çağın,diğer anlamda “ Beat Generation “ denen çağın en
aykırı yazar,şair kişiliklerinden biri Allen Ginsberg idi. Savaş karşıtı
şiirleriyle, katıldığı bir çok eylemle kendi yerini belli etmişti. “ Herkesi
severek emmek isteyen bir sik emiciydi o “ (Beat Kuşağı Antolojisi, sf
113) ifadesi kullanılır Allen Ginsberg için. Yaşadığı süre boyunca LSD’nin
etkisiyle yazdıkları,yaptıkları, dönemine damga vurmasıyla ünlüydü kendisi. Yol
arkadaşları onun gibi kafayı bozmuş bir o kadar aykırı kişiliklerdi.
Daha
da uzatmamak adına; “ Scenes From Allen’s Last Three Days On Earth As A
Spirit “ Beat’in yaramaz çocuğu,aykırı şairi Allen Ginsberg’in New
York’taki dairesindeki ölümü ve cenazesinin video kaydını alan, bu işe koyulan
Jonas Mekas’ın yönetmenliğinde belgesel bari bir yolculuğa çıkıyor,ama buna tam
da bir belgesel içerikli demek doğru bir tanım olmayacaktır. Bu videodaki
kayıtlar daha çok Ginsberg’in ölüm uykusuna yattığı zamanlardan yola
çıkıp,öldüğü sürece kadar uzanıyor. Bu süreçte arkadaşları Ginsberg’in evinde
ve uzun yıllardır birlikte olduğu sevgilisi Peter Orlovsky gözünden
az da olsa Allen Ginsberg’e dair anlatılar dinliyoruz. Film demek doğru
olmayacak olsa da bile bu video kaydının ilk yarısında donuk halde ölüme yatan
bir Allen Ginsberg portresine tanıklık ediyoruz. Belgesel
başladığında Ginsberg’in huzurlu bir ölüm olduğunu vurgular elimizdeki video
kaydı. İlk yarısında çok budist uyanış töreni ve o geleneğin verdiği bir tören
vari konuşmalar geçse de sessizlik,evin içine yayılmıştır.
Pek
fazla konuşma yok izlenim yaratsa da belgesel, uzun yıllar boyunca ilişkide
olduğu şair arkadaşı/ sevgilisi Peter Orlovsky bu bölümde bir
takım sorular soruyor. Allen Ginsberg, ölümü gerçekleşirken ve uykudayken Peter
Orlovsky için bunun ne kadar hüzün dolu olduğunu Ginsberg’e bakışlarında
seziyoruz. Bir insanın ölümünü,yarı ömrünü geçirmiş biri için ne kadar buruk
olduğunu izliyoruz bu süreçte. Bu süreçte geriye kalan Peter’in yalnızlığıyla
başbaşa kaldığıdır.
Bu
uğurlanıştan sonra Nisan 1997’de Allen’ın rahatsızlığı döneminde yaşanılanlara
tanıklık ediyoruz. Son üç ay ömrünün kaldığına dair doktorlar açıklamalarını
yapar, bir takım konuşmalarda Peter Orlovsky tarafından bazı bilgiler seyirciye
aktarılır. Bu süreçte Allen’ın ruh halinden tutun, kendisini arayanlar arasında
Bob Dylan’ın olduğu aktarılır bize. Ölüm uykusundayken o esnada Ginsberg’in bir
takım şiirler yazdığını “ Ölüm döşeğinde ölümü düşünürken yazılan “ şiirler adı
altında yazılmıştır.
Sonuç
olarak; Jonas Mekas’ın gözünden amatörce ama bir o kadar ölümüne tanıklık edenlerce
hazırlanan “ Scenes From Allen’s Last Three Days On Earth As A Spirit “
adındaki bu video Ginsberg’e dair en temel kaynak olmasa bile; ölüm
döşeğinde olan Ginsberg’i seyirciyle buluşturuyor. Budist uyanış töreni, son
karşılaşmalar,son konuşmaları ve Ginsberg’le olan ruhani yolculuk ve Peter
Orlovsky’nin hüznü kalıyor geriye.
Notlar:“Beat
şairi Allen Ginsberg’in (Howl) 1960’lar ile 1970’ler arasında birçok
empresyonist kısa belgeselde yer almasının ardından Jonas Mekas burada
Ginsberg’le ruhani dünyaya yolculuğa hazırlandığı Budist uyanış töreni
öncesinde gerçekleştirdiği son karşılaşmasını ve son konuşmasını ele alıyor.”
"Allen
Ginsberg’in New York’taki dairesindeki ölümü ve cenazesinin video
kaydıdır."
Filmi
İzlerken Altını Çizdiklerim;
"
2 Nisan 1997. Az önce Allen Aradı. Sesi oldukça zayıftı. Doktorlar kendisine üç
aylık ömrünün kaldığını söylemiş. Karaciğer kanseri ve bir sürü kötü şey daha ,
ama ruh hali iyiydi. Ölümü kabullendiğini ve endişe ta da panik yapmadığını ,
sorun yapmadığını söyledi. Yeterince ilgi görüyor musun bir ihtiyacin var mı
diye sordum. Hayır dedi, bir hemsiresi ve kontrolü çok kolay olan özel bir
yatağı varmış. Hiçbir ihtiyacı yokmuş. Çok fazla şiir yazdığını ve bu
şiirlerin yanlış hatırlamıyorsam şu isimde bir kitapta toplanacağını söyledi;
" Ölüm döşeğinde Ölümü Düşünürken Yazılan Şiirler "
"
Aslında üç aylık ömrünün kaldığını ve bunca bitmemiş işinin olması hakkında
konuşup bolca güldük, buradan oraya göçerken bunların pek önemli olmayacağı
konusunda anlaştık. "
"insan,
yeniden doğmasa bile devam eder.ben buna inanıyorum. yeniden doğuş gerekli
değil.
ruhun
yaşadığına mı inanıyorsun ?
yani...
Kim ne derse ona inanıyorum. Yaptığım ilk şey inanmak. Neden inanmayayım?
İnsanlar saatin kaç olduğunu söylüyor, ben de inanıyorum. Neden
inanmayayım?zararı yok, bence gerekli değil."
Cem
Kurtuluş,2021
0 yorum:
Yorum Gönder