// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

15 Ağustos 2021

“ Scenes From Allen’s Last Three Days On Earth As A Spirit (1997)


 










Kuşkusuz ki bir çağın,diğer anlamda “ Beat Generation “ denen çağın en aykırı yazar,şair kişiliklerinden biri Allen Ginsberg idi. Savaş karşıtı şiirleriyle, katıldığı bir çok eylemle kendi yerini belli etmişti. “ Herkesi severek emmek isteyen bir sik emiciydi o “ (Beat Kuşağı Antolojisi, sf  113) ifadesi kullanılır Allen Ginsberg için. Yaşadığı süre boyunca LSD’nin etkisiyle yazdıkları,yaptıkları, dönemine damga vurmasıyla ünlüydü kendisi. Yol arkadaşları onun gibi kafayı bozmuş bir o kadar aykırı kişiliklerdi. 

Daha da uzatmamak adına; “ Scenes From Allen’s Last Three Days On Earth As A Spirit “  Beat’in yaramaz çocuğu,aykırı şairi Allen Ginsberg’in New York’taki dairesindeki ölümü ve cenazesinin video kaydını alan, bu işe koyulan Jonas Mekas’ın yönetmenliğinde belgesel bari bir yolculuğa çıkıyor,ama buna tam da bir belgesel içerikli demek doğru bir tanım olmayacaktır.  Bu videodaki kayıtlar daha çok Ginsberg’in ölüm uykusuna yattığı zamanlardan yola çıkıp,öldüğü sürece kadar uzanıyor. Bu süreçte arkadaşları Ginsberg’in evinde ve uzun yıllardır birlikte olduğu sevgilisi Peter Orlovsky gözünden az da olsa Allen Ginsberg’e dair anlatılar dinliyoruz. Film demek doğru olmayacak olsa da bile bu video kaydının ilk yarısında donuk halde ölüme yatan bir Allen Ginsberg portresine tanıklık ediyoruz. Belgesel başladığında Ginsberg’in huzurlu bir ölüm olduğunu vurgular elimizdeki video kaydı. İlk yarısında çok budist uyanış töreni ve o geleneğin verdiği bir tören vari konuşmalar geçse de sessizlik,evin içine yayılmıştır. 

Pek fazla konuşma yok izlenim yaratsa da belgesel, uzun yıllar boyunca ilişkide olduğu şair arkadaşı/ sevgilisi Peter Orlovsky bu bölümde bir takım sorular soruyor. Allen Ginsberg, ölümü gerçekleşirken ve uykudayken Peter Orlovsky için bunun ne kadar hüzün dolu olduğunu Ginsberg’e bakışlarında seziyoruz. Bir insanın ölümünü,yarı ömrünü geçirmiş biri için ne kadar buruk olduğunu izliyoruz bu süreçte. Bu süreçte geriye kalan Peter’in yalnızlığıyla başbaşa kaldığıdır.

Bu uğurlanıştan sonra Nisan 1997’de Allen’ın rahatsızlığı döneminde yaşanılanlara tanıklık ediyoruz. Son üç ay ömrünün kaldığına dair doktorlar açıklamalarını yapar, bir takım konuşmalarda Peter Orlovsky tarafından bazı bilgiler seyirciye aktarılır. Bu süreçte Allen’ın ruh halinden tutun, kendisini arayanlar arasında Bob Dylan’ın olduğu aktarılır bize. Ölüm uykusundayken o esnada Ginsberg’in bir takım şiirler yazdığını “ Ölüm döşeğinde ölümü düşünürken yazılan “ şiirler adı altında yazılmıştır.

 Sonuç olarak; Jonas Mekas’ın gözünden amatörce ama bir o kadar ölümüne tanıklık edenlerce hazırlanan “ Scenes From Allen’s Last Three Days On Earth As A Spirit “ adındaki  bu video Ginsberg’e dair en temel kaynak olmasa bile; ölüm döşeğinde olan Ginsberg’i seyirciyle buluşturuyor. Budist uyanış töreni, son karşılaşmalar,son konuşmaları ve Ginsberg’le olan ruhani yolculuk ve Peter Orlovsky’nin hüznü kalıyor geriye.

 Notlar:“Beat şairi Allen Ginsberg’in (Howl) 1960’lar ile 1970’ler arasında birçok empresyonist kısa belgeselde yer almasının ardından Jonas Mekas burada Ginsberg’le ruhani dünyaya yolculuğa hazırlandığı Budist uyanış töreni öncesinde gerçekleştirdiği son karşılaşmasını ve son konuşmasını ele alıyor.”

"Allen Ginsberg’in New York’taki dairesindeki ölümü ve cenazesinin video kaydıdır."

 Filmi İzlerken Altını Çizdiklerim;

 " 2 Nisan 1997. Az önce Allen Aradı. Sesi oldukça zayıftı. Doktorlar kendisine üç aylık ömrünün kaldığını söylemiş. Karaciğer kanseri ve bir sürü kötü şey daha , ama ruh hali iyiydi. Ölümü kabullendiğini ve endişe ta da panik yapmadığını , sorun yapmadığını söyledi. Yeterince ilgi görüyor musun bir ihtiyacin var mı diye sordum. Hayır dedi, bir hemsiresi ve kontrolü çok kolay olan özel bir yatağı varmış. Hiçbir ihtiyacı yokmuş. Çok fazla şiir yazdığını  ve bu şiirlerin yanlış hatırlamıyorsam şu isimde bir kitapta toplanacağını söyledi; " Ölüm döşeğinde Ölümü Düşünürken Yazılan Şiirler " 

 " Aslında üç aylık ömrünün kaldığını ve bunca bitmemiş işinin olması hakkında konuşup bolca güldük, buradan oraya göçerken bunların pek önemli olmayacağı konusunda anlaştık. " 

 "insan, yeniden doğmasa bile devam eder.ben buna inanıyorum. yeniden doğuş gerekli değil. 

 ruhun yaşadığına mı inanıyorsun ?

yani... Kim ne derse ona inanıyorum. Yaptığım ilk şey inanmak. Neden inanmayayım? İnsanlar saatin kaç olduğunu söylüyor, ben de inanıyorum. Neden inanmayayım?zararı yok, bence gerekli değil." 

Cem Kurtuluş,2021

 


0 yorum: