// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

07 Mayıs 2022

Jane - Fire,Water,Earth & Air (1976)













1968 yılıyla başlayan radikal öğrenci hareketlerini konu alırsak bu tarihten itibaren dünyada bir hippi ateşi ilerleyip gelmişti. Bununla birlikte  1960’ların ortaları ve 1970’e giden yolda birçok progresif rock grubu, saykodelik, space-rocker dediğimiz bir soundun olayına katkıda bulundular. Bu bir barış hareketiydi, bununla birlikte uçucu maddelerin kullanımıyla bu müziklerin kafa yapısında başlayıp sounduna kadar öncülük etti.

 Progresifin birçok alt dalının olduğu da bir gerçekti. Krautrock,psychedelic rock da bunlardan birkaçıydı. Tarihsel konudan gitmiş olsak da mevzu bahis konumuz; Alman sahnesinin eski gruplarından “Jane“ grubunun 1976 yılında piyasaya sunduğu “Fire,Water,Earth &Air” albümü üzerine.

 Albüm, kapısını “Fire, Water, Earth And Air” ile açar. Döneminde soundundan da itibaren “Pink Floyd kopyası“ gibi  eleştiriye uğrarlar. Dalga seslerinin duyulduğu, melankoli rüzgarının sert estiği, David Gilmour sesinin izlerini hissederiz dinlerken. Bu da bilindiği üzere “Floyd kopyası” yorumlarına neden olur. Şairsel liriklerle birlikte seslenir şarkı. “You're the light that fills me up.You burning me like fire” nakaratlarıyla özetler durumu. 

 33 dakikalık albümün ilk yarısında bizi 3 şarkı karşılarken;tahminin ötesinde duygu yoğunluğu olur ve Synth’ler, klavyeler,Hammond yapım orglar bizi karşılar. Bu açıdan Werner Nadolny harikulade bir iş çıkarır. Bilhassa synth dahil org ekipmanlara hakim olan yaptığı sentez dolu karışımla  Werner Nadolny baştan itibaren kendini belli eder. Melankolinin zirvesine  içine yedirdiği enstrümantel hakimiyle ön plana çıkan “Fire (You Give Me Some Sweet Loving)” duygu doruklarının zirvesine çıkarak ne kadar ruhlu çalındığına tanıklık ettiriyor.  

 Albüm kaydında dalga seslerini dinleriz, tek bir şarkıda değil diğer şarkılara da sirayet eder bu. Duygusal yoğunluğun nüksettiği şarkılardan “Water (Keep On Rolling“  da bass tonlarının kıvamıyla birlikte bass kulağımız yükseğe çıkar.Bir yandan bass’ın gösterdiği hünerler, tüm enstrüman hakimiyet,ki bu albümün genelinde sürer ve dalga sesleriyle yoğrulur kıvamda hissiyatları dökülür.

Albümün ikinci yarısında “Earth (Angel”  duygusal yoğunluğu yüksek, dokunaklı,bir o kadar buruk melodilerin karışımıyla iz bırakacak atmosfere sahiptir. Pink Floyd kopyası denilen bir sound’un izlerini duyarız  notalarda. Hissiyat ve ruhlu nasıl olunur’un diğer anlamda bir cevabını verir. Kendisine aşık olduğunu söyleyen bir adamın,  aptallığını resmiyete döken diliyle seslenir liriklerde şarkı. “The vision of your loveliness.”  nakaratıyla da sözünü söyler diğer anlamda.  

 “Air (Superman) “  ve Air (Let The Sunshine In) duygusal yoğunluğunun devamı niteliğindedir, ki albümün genelinde blues vari sololardan nasibini alırız. Pek çok tanıdık riff, tanıdık soundlar duyabiliriz ama böylesine bunu sentezlemek oldukça zor bir iştir. Bu bir kopya değil, olsa olsa üretkenlikle alakalıdır, ki “Pink Floyd kopyası “ denilmesini bir yerde sound bazlı kulağınıza takılabilir;ama tüm külliyatı Floyd kopyası sözüne bağlamak kulağınızın iyi duymamanızdan kaynaklıdır.

Bu albümle ilgili diğer bilgi ise Dummy–Head tekniğinin kullanılmış olmasıdır.Bu özellik temiz kaydın alınmasına ortam hazırlıyor Aynı zamanda Dummuy- Head tekniği “ maket kafa “ anlamına gelir, ki maketin kulak tarafına mikrofon konularak kayıt alınır.

Bununla birlikte bu albümde gitarist Klaus Hesse,  Les Paul De Luxe ve Gibson Frebird ekipmanlarını kullanmış, Martin Hesse ise  bass gitar ekipmanında  Gibson Thunderbird kullandığı kaynaklar arasında geçmektedir. Klaus Hesse özellikle kendi gitar soundunu bu ekipmanlarla yaratmıştır, yer yer ekipmanını değiştirmiş farklı kombinasyonlar sağlamıştır.

Sonuç olarak; melankolik vokallerin hüzne yolculuğunda “Fire,Water,Earth, Air”  “Jane“ grubunun külliyatında yer alan mühim bir kayıt,mühim bir eser!  Belki de albüm hakkında şikayet edilecek tek konu albüm süresinin biraz daha uzatılması yönündedir, ki progresif rock albümlerindeki albüm süreleri genellikle uzun bir kayıt şeklinde yerini alır.

Albümle ilgili diğer konu ise; döneminde ve sonrasında kendilerine yöneltilen “Pink Floyd kopyası“ ise insafsızca yaklaşım olur. Albümün iki yıldız isminden beri Werner Nadolny ise, bir diğeri Klaus Hesse’dir!  (albümdeki her biri yıldızlık işler çıkarmış olsa da benim gözüme çarpan kişisel olarak bu iki isim üzerine )  ki grubun genel tarihine bakılırsa Werner Nadolny ise bu albümle geri dönmüştür,ki bir önceki albümde grubun kadrosunda yoktur.

Bu albümle birlikte grup Progresif rock olarak sınırlarda kalmak gibi dertlerinin olmadığının altını çizmişler, bu albümün içini de dışını da ruhla doldurmuşlar!  O yüzden 60’larda çıkan bir ton rock grubu çıkmış, 70’lerde bu sayı daha da sayısını arttırmış ve “Jane“ de böyle bir çağda unutulmaya yüz tutmuş gruplardan olmuştur! ama bu albümüyle 1976 yılının en altın albümüne imza atmıştır!

 Kadro;

 Klaus Hess - vocals, guitars

Martin Hesse - bass, vocals

Werner Nadonly - keyboards, synthesizers, strings, Mellotron

Peter Panka - Drums , vocals

 Cem Kurtuluş,2022

 

0 yorum: