Geçmişe yolculuk yapacak olursam;biraz daha genç yaşlar herkesin kanı hızlı kaynardı ve Myspace gibi çağda bir keşif yolculuğu yapılırdı. Bu yolculukta thrash metal ile ilgili envanter çeşit bilgi toplanırdı. Forum sitelerinde paylaşılanlardan ötürü dayanışma çoğalırdı. Mevzu bahis burada; dayanışma cart curt diye konuşmak değil elbette. Mevzu bahis konumuz Ankara’lı thrash metal canavarları “ Thrashfire” kendilerini myspace zaman diliminde “Kill the Fake God “ şarkısıyla ortalığa zehir salmışlardı,bunun devamının geleceği de bellliydi. Bu sürede PROMO Cd’leri edinmiştik bile, Old School Rock Bar’ın olduğu zamanlarda da grup o zamanlarda Artillery grubunun alt grubu olmuştu. PROMO’ların dağıtıldığı zamanlarda 2010 gibi bildiğim kadarıyla gruptaki bass gitarist Merter Kaygısızel askere gitmişti,dönüşte de grubun thrash canavarlarını kanıtlarcasına saldırganlıktan ödün vermeyen bir albüm gelecekti.
Thrash metal cehenneminin adını müjdeleyen “Thrash Burned The Hell” bu işe girişip ilk dönemlerinde thrash metal ateşini yangına çeviren, o saldırganlıktan ödünç vermeyen devamlı kaosa davet eden “bu gece zorlu bir konser olacak/poserlera yer yok” nakaratlarına sahip “Thrash,Beer And Violence “ gibi adının da hakkını veren bir şarkıyla açılış yapıyor. Gitarlarda o eski kafaların riffleri, Burak’ın o hırçın vokali ve devamlı “Thrash,Beer And Violence “ nakaratlarının tekrarlanmasıyla devamlı kaosun devam edeceğini söyler,ki konserlerin devamlı olmazsa olmaz parçaları arasında yerini almıştır. Kaos ortamında şiddet tırmanırken headbang isteği ile birlikte uzun saçlar ucuz biralarla yağlanmış ve thrash ruhunun akibetini bu şarkı belirler.
“World Domination” dünyayı domine eden yalan politikalarıyla kendi halkını kandıran siyasetiyle mide bulandıran kravatlı kesime atıfta bulunur,ki bu şarkının çıkış süreci PROMO’da kendine yer bulmuştur. Liriklerindeki “Tell me motherfuckers did you have a good day?” nakaratıyla cevaplar Thrashfire bu şarkıyı. Davuldaki ataklarla, vokalde hızın şiddete katılmasıyla kaosa katılmamanız için hiçbir sebep yok!
Albüme ismini veren thrash metal cehenneminin habercisi “Thrash Burned The Hell” ile thrash metal cehenneminin yaratıldığı ile alakalı sözünü ilk başta nakaratlarıyla söylüyor Thrashfire. Jilet gibi riffler saldırganlığın ifadesi, kaosun içinde o gaddarlık gösterisi devam ediyor. Gitarların saldırganlığı davul ataklarıyla birleşince geriye vokalin öfkeli yok ediciliği kalıyor. Çift gitarın thrash metal’de etkisinin tartışılmaz bir gerçek olsa da burada jilet gibi rifflerin yağ gibi aktığı arada sololarla birlikte uçuruma doğru yol alıyoruz.
Ölümün acımasız yüzünde kayıpların ve çocuğunu yalnız bırakıp savaşa giden babaların hikayesini anlatan “ Death Is Near” atmosferiyle, içinde bulundurduğu sololarla, davul ve jilet gibi rifflerle fazlasıyla o öfke tufanını sonuna kadar hissettiriyor... Albümün final bölümüne giden yolda akustik girişiyle başlayan “Silent Torture” thrashy rifflerin saldırganlık ve kaosa davet etmesiyle insanlığın lanet sonuyla sonuçtalan katliam ve felaketlere lirikleriyle cevap veriyor.
Not; Yıllarca dinlenen bu kayıtın albüm kritiğinin böyle detaylı, böylesine yıllar sonra yapılması ise Thrashfire’a bir teşekkür içermektedir!
Merter Kaygısızel, Bass Gitar
Onurcan Soncul, Gitar
Can Selman, Davul
0 yorum:
Yorum Gönder