Sinemanın
altın değerli konuları vardır, bu konular herkese cazip gelmese de bazıları
için vazgeçilmez bir unsur olabilir. Başlarını belaya sokan tiplemeler, bu
yoldan giden karakter yaratmak bu iş için kaçınılmaz olur ama bunu anlatabilmek
ise en büyük sorun olur. En azından böyle filmlerde filmin uzunluğunda
sinematik dil belirleyici unsur oluyor.
Bu
konudan yola çıkarsak; “Uncut Gems” başlarını
belaya sokan ve beladan kurtulmayacak bir karakteri merkeze koyarak hikayesini
anlatıyor, bundan önce film açılışını “Velo
Madeni, Etiyopya 2010 Sonbaharı” ile başlatıyor. Etiyopya’da
başlasa da hikaye, oradaki amaç bir kumarbaz olan Howard Ratner’ın Etiyopya’da
madende kazılar sonrası bir Opal ile Howard’ın dünyasına girmiş bulunacağız.
Filmin anlatım daha baştan itibaren kendini ele vererek, Howard’ın devamlı
telefon trafiğinde ve nasıl düzenbaz olduğunu bize gösterir.
Filmin
ilk yarısında NBA sahalarının unutulmaz isimlerinden Kevin Garnett’i da
hikayede görürüz ve daha bu bölümlerde bahis/basketbol arası diyaloglar da
kendine yer bulur. Bir kumarbazın nasıl delirebileceğinin resmini Kevin
Garnett’e aldığı bahiste anlık duygu değişimlerinde olan sinir ve
tepkimelerine Howard
Ratner ile tanıklık ediyoruz. Filmin ilk yarısında
daha çok Howard’ın o deli dolu kumarbaz yönü ağır basıyor; bunun yanında
evliliğinde belli başlı sorunlar var ve genç sevgilisi ile duygusal
dalgalanmalar var. Filmin ilk yarısıyla birlikte kamera Howard’ın etrafında
döndükçe, biz de Howard’ın etrafında dönüyoruz.
Bir
tür hırsız/polis kovalamacası yaşanıyor. Borcu olan adamlara karşı oynadığı
bahisin parasını yükseltmesi sonrası bir takım olayların peşinde koşuyoruz.
İflah olmaz bir kumarbazın tehlikeden korkmadığını da Howard’ın yaşantısında
görüyoruz.
Filmin
karmaşık yapısından ziyade neler olduğunu anlamak güç oluyor, bir ses
kurgusuyla birlikte bir puzzle parçasını bulmak gibi bir görevi var filmin.
Parçaları birleştirmek için dikkatli ve hassas olunmalı uyarısını inceden
hissettiriyor film. Uçlarda yaşayan, sınırsız ve bir o kadar yalancı bir
karakteri gösteriyor bize Howard. Kendisiyle dayak yiyor, kendisiyle sorgulama
içerisine giriyoruz. Bu bölümlerde bir karakterin analizini yapmak da
kolaylaşıyor.
Filmin
ilk yarısındaki hareketli, devamlı telefon trafiğinde gördüğümüz Howard
Ratner’i ikinci yarısında atmosferin ağır ağır ilerlemesine dönüşüyor. Elinde
bulunan Oval’i açık arttırma ile köşeyi dönmenin planları içerisinde oluyor
Howard. Kevin
Garnett ile Howard Ratner arasında yapılan
pazarlık sonucunda Howard’ın düzenbazlığına karşın adeta iç sesi “Kumarbaz kaç para aldı diye
sorulmaz” diye haykırıyor, bunu tam olarak söylemese de vücut
ifadesi bunu anlatacak düzeyde oluyor.
Sattığı
mücevherden kazandığı paranın tamamını Kevin Garnett’a bahis oynamasıyla Howard
Ratner’in bir kez daha iflah olmaz bir kumarbaz olduğuna tanıklık ediyoruz. “Bir kumarbaz her zaman daha
fazlasını ister” sözü de Howard üzerinden fazlasını anlatıyor.
Bir yanda köşeye sıkışmışlığın verdiği hissiyat, o korku tünelinde daha fazla
para kazanmak için hırslı tutkular ağında yüzüyoruz.
Ağır ağır ilerleyen filmin ikinci yarısında
bahise yatırılan paranın miktarıyla filmin tansiyonu, heyecanı yükselme noktasına
gelerek çıtayı yükseltiyor. Heyecan, hırs gibi bütün duyguları filmin final
kısmına giderken hissetmeniz kaçınılmaz oluyor. Filmin finalinin bir kumarbaz
için ne kadar hüzün dolu olduğunu da görmüş oluyoruz.
Final
sahnesi bir anlık bahisi tutturan kumarbazın içindeki mutluluğunun
mutsuzluğa dönüştüğünü ölüm ile resmediyor. Geriye parlayan pırlantalar
kalıyor. Bir anda “Her
şeye değer mi?” sorusu akıllara gelirken, bir yandan da bir
kumarbaz için fazlasına bile değer yanıtı da iç ses olarak yankılanabilir.
Oyunculuklara
gelirsek… Howard Ratner karakterine
can veren Adam Sandler, kariyerinin
en muhteşem, en ruhlu performansına imza atıyor. Hareketli, heyecanlı, ruhlu
bir kumarbazın nasıl olması gerektiğini inişli çıkışlı duygu değişimlerini
yerinde işliyor. Ayrı bir parantez açmak gerekirse; Adam Sandler çekimler boyunca bazı yerlerinin morararak çürüdüğünü
ifade ediyor, özellikle alıkoyulduğu sahnelerde boğulma geçirdiğini söylüyor.
NBA’de
bıraktığı izle tanınan Kevin Garnett
karakterine can veren bizzat kendi olan Kevin
Garnett’in yardımcı oyuncu rolünde oynadığı rol ise takdire şan bir alkışı
hak ediyor. Kevin Garnett ile beraber NBA’de oynamış ve iz bırakmış iki isim
olan Amar’e Stoudemire ve Kobe Bryant da filmde oynamak için
teklif götürülse de bazı konularda anlaşılamıyor.Filmde
The Weeknd’ye yer açılmasının da bir Netflix politikası olduğunu görmemek
zor olmasa gerek ve bununla birlikte Nico karakterine can veren Tommy
Kominik ve yanında gözüken mafyatik adamlarda filmin içindeki ağırlığı taşıyorlar.
Senaryoya
gelirsek… kimilerinin klişe bulduğu
kimilerinden de kendinden parçalar bulduğu bir tema önünde. Senaryonun da
taslağı 10 yıllık bir zamana tekabül ediyor.Filmlerde konuşulması gereken içine
yerleştirilen müzikler oluyor. Daniel
Lopatin imzalı müzikler filmde sırıtmamış, bilhassa uyumlu bir iş
çıkarılmış olsa da izleyenleri ikiye bölmüş gözüküyor. Darius Konthji ise görüntü yönetmeni olarak hem renkler açısından
hem diğer yönden sıkı bir iş çıkarıyor.
Filmin
çekimleri konusunda New York sokaklarında tur atıyor olmamız da filmin diğer
bir artısı oluyor. Devamlı hırsız/polis kovalaması şeklinde geçse de Safdie kardeşler mekanlar konusunda
sıkıntılar çektiğini söylüyor. Hikayenin kuyumcu kısmında çekimin yapıldığı
yapıldı ilçede bu işi yapan kuyumcular filmin içinde yer alıyor.
Sonuç
olarak; olay örgüsünün Ronald
Bronstein tarafından yazıldığı, Josh
ve Benny Safdie kardeşlerin
yarattığı “Uncut Gems” başlangıçta
Etiyopya’da madende çalışan bir sekansla hikayeye başlasa da konusu itibariyle
devamlı kazanmaktan ruhunu doyuramamış, hikayenin merkezine NBA maçlarındaki
bahisi yerleştiren ve bir kumarbazın iflah olmayacağını sıkı şekilde
anlatan, zor ve bir o kadar puzzle parçalarını birleştirirken yorucu bir film
oluyor, bu yoruculuktaki maksat ise dikkatli izlemekten geçiyor.
Benim
gibi Josh ve Benny Safdie kardeşler sinemasına yeni başlamışsanız bu sinematik
anlatımla kendilerini bundan sonraki filmlerinde takip etmeniz kaçınılmaz
olacaktır çünkü kendi sinema dilini yaratmak başlı başına en zor iştir.
Cem Kurtuluş,2022
0 yorum:
Yorum Gönder