Tutkunun olmadığı yerde eksiklik vardır. Çünkü tutku bir
şekilde gitmen gerektiği yeri mecbur kılar, ne kadar zor şartlardan geçersen
geç orada bulunman gerektiğini işaret eder. Arkadaşlıkta, dostlukta, veyahut
diğer önemli her mevzuda tutkusu olan belki kaybeder ama asla geri adım atmaz.
Yıl
2018’i gösterdiğinde Destruction’u izlemek için kolları sıvamış bekleme
aşamasına geçmiştik, bu konserin bizler için “önemli” kelimesinden önem teşkil
ettiği ortadaydı. “Curse the Gods” ile yararak geçmeleriyle başlayan
süreç geceye bir hırpalayıcı kaos dolu gece bırakmıştı. O zamanlarda da, şimdi
de hissettiğim tek şey “KAOS” idi. İnsanın yaşamadığı zaman diliminde
başvurduğu şeyin kaynağı KAOS’tur.
Bu
mevzuyu kısa kesersek… Destruction konseri nihayet yeniden yaklaşmıştı.
Mekandan içeriye girdiğimizde tıkabasa bir kalabalık yoktu, ama olması
gerekenler yine 2018’deki gibi oradaydı. Destruction’un kemikleşmiş, kendisini
bilen ve “poser” değil de her şeyin farkında olan bir kitlesi vardı. Bodoslama
olarak nelere çalındı mevzusuna girecek olursak; İstanbul konserlerinde genel
olarak hep old school setlistle çıkıyor grup. Burda da bu sekmedi.
“Infernal Overkill” döneminden “Invincible
Force” delirmeye geçerken, “Madbutcher” ile yine Alman Kasaplığı
için atağa geçtik. Yine o dönemin Ağırbaşlarından ve dinamitlerinden “Total
Desaster” es geçilmedi.
“Bestial Invasion” ile gaddarlık
gösterisi devam etti, seyircide de kaos seviyesi artmış oldu. Eski dönemlerden “Antichrist”
da olmazsa olmazlardandı. 1987 yılından “Release from Agony” ile devam
edildi. 2000’lerin başında “The Antichrist” albümünün demirbaşlarından “Nailed
to the Cross” da seyirci ve grup arasındaki müthiş sinerji akıp gidiyordu
ve o esnada “Nailed - failed – nailed/Nailed to the fuckin' cross! “ naraları
bir tezahürat eşliğinde söylendi. Bununla birlikte 2024’te bizi karşılayan “No
Kings No Masters” ı da bugün canlı izlemiş olduk.
Olmazsa
olmazlardan, oraya gelenler için bütün mevzunun ana sebebi olan şarkı “Thrash Till Death” asla kendinden
ödün verilmeyen şarkılardan idi, orda da kaos temposu azalmadı,tersine arttı. “Thrash
Attack” ile ataklar azalmadı, kaos daha da delirtici hale gelmişti. Şüphesiz
ki konserin en eksik şarkılarından biri bir Thrash Metal klasiği olan “Tormentor”
şarkısının çalınmamış olmasıydı.
Son
dönemlerde konserlerde konuşulan mevzu; konserlerdeki ses sorunuydu. IF
BEŞİKTAŞ sahnesi zaman zaman ses sorunu olduğu konserlerde izledik, dün
gecedeki gibi ses sorunu yaşamadan atlattığımız konseri de izledik. Dün gece IF
BEŞİKTAŞ sahnesi ses konusunda müthiş iş çıkardı, grup kendi ses mühendislerini
getirdi mi bilmiyorum ama ses konusunda seyirci olarak pek çok kişi memnun
ayrıldı.
Diğer
bahsetmek istediğim husus; seyirci konusu. Testament konserinde ellerinde
telefon, sosyal medyaya story atmak için kendini yarıştıran, canlı yayın
yarışında olup konserin kaosunu,coşkusunu, enerjisini yaşamayanlar bu konserde
yerini daha coşkulu, daha azgın ve kaos dolu bir kitleye bırakmıştı. Böyle
olunca da konser daha çekilir bir hale gelmişti.
Seyirci
de Destruction’a konser boyu coşkusuyla katılım sağladı. Çoğalan konserler neticesinde
konser tamamen dolu olmasa da, Destruction ile seyirci arasındaki bağ her zamanki gibi müthişti, çünkü dediğim gibi
Destruction’un kemikleşen bir kitlesi var o da dün gece kendini belli etti.
Sonuç
olarak; 6 yıl sonra tekrardan izlediğimiz aynı sahnede aksaklık olmadan,
Destruction’un bizi kaosun içine attığı bir Thrash Metal gecesi yaşadık.
Fotoğraf: Levent Vural
Cem
Kurtuluş, Kasım 2024
0 yorum:
Yorum Gönder