Hamit: Hazardous 2019'un son çeyreğinde ben ve Mete (-ex bass/vokal) tarafından Ankara'da kuruldu. Başlarda daha çok 2-3 konser verir içer eğleniriz kafasıyla kurmuştuk ama 2020'de pandemi başlayınca eve kapanıp şarkı yazdıkça, daha ayakları yere basan bir grup haline dönüştü. Pandemi süreci, benim İstanbul'a taşınmam, üstüne askere gitmem gibi nedenlerden uzun süre in-aktif olan Hazardous 2022 sonunda davulcumuz Eray'ın hemen ardından da Deniz'in girmesiyle tekrardan aktifleşti. Daha sonradan farklı bir şehirde oturmanın getirdiği zorluklar nedeniyle Mete gruptan çıktıktan sonra Kuzey'in de kadroya dahil olmasıyla güncel halini aldı.
-Bazı röportajların kritik sorusudur grupların isim mevzusu. Ben de bu mevzudan gitmem gerekirse; “Hazardous” ismi nereden geliyor? Bana daha çok dinlemeden önce eski korku filmleriyle kafayı kırmış bir neslin kafa kırıkları diye kafamda bir şeyler oluşmuştu. Olay nedir?
Hamit: Keşke böyle güzel bir anlamı olsaydı ama isim "tek kelimeli kapılmamış isim kalmamıştır" diye iddaalaşıp rastgele bulduğumuz bir isim ama zamanla çok hoşumuza gitti ve bize cuk oturan bir isim olduğunu fark edip bu ismi aldı
-Sizi ilk defa Deathground Organization tarafından düzenlenen yabancı grupların da katkı sağladığı Kadıköy Sahne’de izlemiştik. Mekanın ses aksaklığına rağmen, ruhunuzu öyle sahneye taşıdınız ki bizler için o gün yabancı gruplardan ziyade siz daha iyi iş çıkarmıştınız. Ve eski kafa thrash metal ruhunu yansıtmanız da bizi size yakınlaştırdı. O günkü konser için gelen tepkiler nasıldı?
Hamit: Evet harika bir geceydi beklediğimden fazla insan ve hepsi de fazlaca coşkuluydu, tam grubu kurduğumda yaşamak istediğim şeyleri yaşattı o gece bana o yüzden ses sıkıntılarına rağmen çok umursamadım, çok eğlendim. Herhangi bir ürünü olmayan, daha ilk konserini verecek bir gruba güvenip böyle bir organizasyona bizi de dahil eden Deathground ekibine ne kadar teşekkür etsek az. Daha sonrasında dinleyenler de gayet güzel geri dönüşler aldık sound’a rağmen performansımıza gelen övgüler devam etme konusunda bizi daha da gazladı.
-2023 Ekiminde “Higly Contagious” gibi thrash metal ruhu yüksek bir iş çıkardınız. Old school ruhu temsil eden, 80’lerin thrash metal sahnesinden izler taşıyan bir işti. EP’ye gelen tepkiler nasıldı?
Hamit: Beklentilerimin altındaydı. Ama daha iyisini yapmak için motive etti o yüzden şimdilik memnunum.
Deniz: Umrumda değil, ben beğendim önemli olan da bu. Yine de bundan sonraki eleştirilerde insanların göt olmasını izlemek çok güzel olacak.
- Konserlerden devam edecek olursam… İlk konserinizdeki ses sisteminin iyi olmaması nedeniyle iyi iş çıkarmıştınız, ve en önemlisi “TRAITOR” gecesinde öyle performans sergilediniz,ki mekanın bu kadar dolacağını tahmin etmeyen bir kitle vardı. Ama bizler için thrash metaldeki kaos duygusunun içimize işlediği müthiş bir geceydi. O gece ve TRAITOR’un gelmesi ve organizasyondan bahseder misiniz?
Hamit: Öncesinde satılan biletlerle he tamam ağalarla aramızda konser veriyoruz kafasındaydık ama kapıda sold-out olduğunu duyunca baya bi heyecanlandığımızı hatırlıyorum haha hem de aynı gün Katatonia ve rezalet yağmura rağmen katılım beklediğimizden fazla olmuştu. Traitor yıllardır dinleyip sevdiğim bir grup teklif geldiğinde 1 saniye bile düşünmeyip evet dedik ve organizasyon ekibinin ilgisi sayesinde en iyi sahne tecrübelerimden biri oldu diyebilirim ve gelenlerin eğlenmiş bir şekilde ayrıldığını görmek beni memnun etti.
Deniz: İnanılmaz eğlenceli bir geceydi. Organizasyonda da başta Yuşa olmak üzere herkes elinden gelenin en iyisini yaptı, kendi adıma konuşursam gördüğüm en iyi organizasyonlardan birisiydi.
Kuzey: Traitor grup üyeleri çok tatlı insanlardı. Sahne öncesinde Deniz ve ben kuliste ısınırken Gerd geldi ve sohbet etmeye başladık. Organizasyondan ne kadar memnun olduğunu, Yuşa’nın kendileriyle çok ilgilendiğini ve daha önce festivaller dahil hiç bu kadar iyi karşılanmadıkları hakkında konuştu bizimle. Biz de Gerd ile aynı fikirdeyiz, organizasyondan çok memnunuz.
-Klasik bir soru olacak belki ama “Highly Contagious” i dinlediğimiz andan itibaren korku filmleriyle haşır neşir olduğunuzu gördük. Etkilendiğiniz korku filmleri, ilham aldığınız grup ve gruplar kimler oldu?
Hamit: Genelde 80'ler yapımı korku filmleri, Cronenberg ve Carperter yapımlarının hayranıyımdır ki iki yönetmenin de en sevdiğim filmiyle ilgili birer şarkımız var. Buna rağmen korku sinemasını Hazardous müziğindeki dozajını gelecekteki yapımlarda düşürmeyi düşünüyorum. tabii yer yer bahsedeceğiz ama biraz farklı şeylerden de bahsetmek istiyorum. Müzik teması konusunda Tankard, F.K.Ü., Municipal Waste, GWAR, Gama Bomb gibi eskilerin/yenilerin Crossover gruplarından, thrash harici Mortician, Exhumed, Aborted, Fulci gibi özellikle sample kullanımlarından bol bol etkilendiğimi söyleyebilirim.
Deniz: Kendi adıma korkudan ziyade içinde korku öğeleri barındıran RoboCop, Alien, Terminator, Judge Dredd ve Predator gibi karakterlerden ilham alıyorum. Aynı zamanda çizgi roman kültürü öğelerini oldukça barındıran Anthrax, Municipal Waste ve klasikleşmiş old school thrash metal grupları benim için ilham kaynağı.
- Türk metal sahnesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Eray: Scene olarak hızlıca gelişiyoruz, her genre’dan çok iyi grupları barındırıyoruz. Şimdi hepsini tek tek saysak zaten her röportajda herkesin dediği grupları saymış olacağız kısaca Kadıköy Ve Ankara denilince akla gelen ilk gruplar.
Hamit: Yerli gruplar yeterince desteklenmiyor kesinlikle. Eray'a katılıyorum.
Deniz: Çok özgün ve kaliteli bir underground scene’e sahibiz çoğu kişinin bildiğinin aksine fakat Thrash’te biraz eksik kaldığımızı düşünüyorum. Herkesi sahaya bekleriz.
Kuzey: Çok yetenekli sanatçıların olduğu bir sahne. Sadece müzisyenlerin değil aynı zamanda çok yetenekli fotoğrafçıların, tasarımcıların, ressamların ve illüstratörlerin olduğu bir sahne. Azınlık sayılabilecek bu kitlenin canlı kalabilmesi için herkes birbirine daha fazla destek olmalı/yardım etmeli. Hamit’e katılıyorum. Yerli gruplar kesinlikle daha çok desteklenmeli.
-Biliyorsunuz ki thrash metal zor icra edilen bir tür, bana kalırsa bu işe başlayanların karakteristik özellikleri tutkulu olmalarından kaynaklı. Ülkede thrash metali icra eden grupları düşünürsek, bu belki de 5 parmağın sayısını geçmez. 20 senedir cover çalmaktan ileriye gidememiş olanları da hesaba katarsak sizin bu işe girişmeniz bana kalırsa büyük bir cesaret hikayesi. Bu işe girişmekle ilgili ne söylersiniz?
Eray: Cover yapıp bi şekilde belli bi kitle elde etmek daha kolay olduğu için insanlar kolaya kaçıyor. Orjinal materyal üretip kitle kazanmak çok daha zor. Cover konserlerine giden kitleyle de pek işimiz olmuyor zaten. Onlar genelde ülkedeki beste gruplarını desteklemiyorlar. Cumartesi hep aynı şarkıların döndüğü 100 yıldır duymaktan bıktığımız şarkıların coverlarının yapıldığı mekanlarda takılmaya devam etsinler ve uzak dursunlar bizim sceneden.
Hamit: Kesinlikle sevmeyen birinin yapabileceği bir tür değil. Türkiye, sayı olarak çok fazla thrash grubunun olmaması yüzünden thrash dinleyen kitlenin olmaması, thrash dinleyenin olmaması nedeniyle thrash grubunun olmaması gibi saçma bir paradoksta sıkışıp kalmış durumda. Yapacak kişinin eğlenceden daha fazlasını düşünmemesi gerekiyor çünkü para ve ün bırakın bizim ülkeyi dünya çapında bile thrash metal ile kıçınızı yırtmadığınız yada ölen vokalinizin ekmeğini yemediğiniz sürece zor.
Deniz: Millet nazicilik oynamak yerine thrash metale şans verirse sadece thrashe olan ilgide değil, beraberinde bir sürü sorun ortadan kalkar.
--Thrash Metal daha çok politik yönü ağır basan bir müzik olmuştur. Belki erken bir soru olacak ama, Hazardous bu konuda kendini nerede görüyor? Daha çok politik kıvamda mı yoksa “Exodus” gibi Bonded By Blood çizgisinde ya da başkalarının aksine korku filmleriyle haşır neşir olmaya devam mı edecek?
Eray :Biz 80lerin popüler kültür referanslarını ele alıyoruz. O dönem çıkmış korku filmleri ağırlıklı ama aynı zamanda Robocop/Terminator/Rambo gibi efsaneleşmiş karakterler hakkında da yazıyoruz. Bununla birlikte, çizgi roman efsanelerinden SPAWN gibi bi karaktere yazmış olduğumuz şarkımız var ve azda olsa video oyun göndermeleri yapıyoruz. İşin siyasi kısmına açıkcası hiç girmek istemiyoruz, zaten gündelik hayatta yeterince maruz kaldığımız bir şeyi kaçış yolumuz olan müziğe de yansıtmak pek bizlik değil.
Hamit: Politik konulara girmeyi istediğimi sanmıyorum, thrash te politika yeterince konuşuldu bence. Sağda solda görüp ilgi çekici olduğunu düşündüğüm küçük şeylerin karışımı olarak devam edecek diyebiliriz.
- Belki klasik bir soru olacak ama . Hazardous ekibi son zamanlarda neler dinledi,favori albümleri neler oldu?
Hamit: Thrash metal zaten günlük rutinimin bir parçası albüm çevirmesem bile 1-2 şarkı dinlerim hergün. Onun dışında şu aralar biraz death metal saflarındayım üzerinde çalıştığım yeni projem için bol bol ilham topluyorum. grindcore, deathcore, hiphop, endüstriyel aggrotech/EDM de sevdiğim türler arasında genelde bunlar arasında git gel şeklindeyim.
Deniz: Sanırım çıktığından beri Chemicide’ın Common Sense albümüne inanılmaz takığım. Mart başında çıkmış olan Midnight – Hellish Expectations da herkese kesinlikle önerimdir
-Benim sorularım bu kadar, son sözleri alalım?
Şimdiye kadar bizi destekleyen herkese teşekkürler. Gelecekteki konserlerde görüşmek üzere.
THRASH ULAN!
Cem Kurtuluş, 2024 MART ( HAZARDOUS RÖPORTAJI )