Yaşadığımız hayatta her daim
boşlukların olması kaçınılmaz bir durumdur. Aşk hayatında , arkadaş hayatında
ya da başka işler. Hep yolunda gitmeyen şeyler vardır, ve bunların düzelmesi
için çabalasak da bazen bir yere varamayız.
Sıkıntılı,
yalnız, dünyanın çevresinde dolanan kirli çocuklarız. Sessizlik bir çare olur
bazen. Bazen de deliliğe sebep olur. Geç kaldığımız zamanlar da vardır. Bazen bir şeyleri söylemek önemli de olmuyor
karşıdaki anlamayınca. Beklediğimiz haberler , ve sonuna baktığında
gelemeyenler ve orada takılıp, bahanelerini sıralayanlar..
Boşluk
grubu 2000 yılında bu işe koyulan bir grup. Boşluk grubu gözü popülerlikte olan bir grup
değil , başkaları istesin diye bir şeyleri yapan ve güçlü patronların önünde
eğilen bir grup değil. Kendi istediklerini yapmaya kararlı bir gruptur ''Boşluk'' 2006 yılında Boş duvarlar
albümü piyasaya çıktı. Albüm tematik olarak yalnızlara, sıkıntılı olanlara
adandı. Yalnızlıklar, bekleyişler, sırada bekleyenler, melankoliğin ağır
bastığı bir albüm.
“ Bekleyiş “ Tren’i kaçıranlar için bu şarkı bünyede farklı
bir tahribata yol açabilir. Bekleyişlerin bitmediğini ve halen devam ettiğini
ama tren’i yakalamak için geç kalındığını ifade eden bir parça. Araya soloların
sıkıştırılması, klavye seslerinin bizi farklı bir ruha itmesi. Ve “ bu bekleyiş bitmez ‘’ en can alıcı
nokta..
“ Boş duvarlar “ Aqua
grubu vardı bir dönem, bir albüm çıkarıp dağılmıştı. Girişini onun şarkılarına
benziyor. Boş duvarların bazen anlamı
vardır. Bu bir sessizlik , belki de bir haykırışın ifadesidir. Bazen de
hiçliğin belirtisi ve o hissiyatla devam ediyor parça.
“Bu dünya bizimdi “ artık
her şey için çok geç, yolunda gitmeyen şeyler adına, sahte dostluklar, sahte
aşklar , dünyanın sahtekarlığı, yarınları kaybolmuş çocuklara adanmış bir
parça.. yakmak , yıkmak bazen yeterli de olmuyor. Ve dünya gittikçe kötüleşiyor
ve değişen bir şey olmuyor. Parçanın özeti “ hangi
yağmur temizler kan kokan sokakları “ sözleri.
“ Eski günler “
melankolik havanın en çok hissedildiği parçalardan biri ve favorilerimden.
İstiklal caddesinde boş boş yürüyen bir adamın, insanların mutlu yüzlerine
bakarak kendini bulmaya çalıştığı ve bazen de istemese de gülümsediği
hissiyatını veren bir parça..
“Engelli Koşu “ hep
aynı yüzler, hep aynı düşünceler, eşitsizlik , devam eden aynı düzen ve bir çok
sorunu anlatan parça. Sözleriyle apayrı yere sahip.
“ Sabah saat 5.00 “ bu
şarkı İstanbul sabahıyla başlayıp yola çıkan bir gencin hayatını anlatır. Her
günün aynısını tekrar eden, yorgunluklarla sabah kalkan, yüzünü yıkamadan
otobüse binmeye giden birini ve otobüs durağında gördüğümüz garip yüzler. “Savaş bitti “ kaybolan çocuklara
sesleniyor.. girişini sevdiğim ve protest tarafı olduğunu düşündüğüm bir parça.
“ Sessizlik’’ bazen çok
şeyin susarak anlatıldığı, bazen de sussan da insanların anlamadığı bir şey
sessizlik. Sessizlik soru sorar, ama kendi cevaplamaz. Ama bazen de hiçbir işe
yaramaz ve cevaplardan her zaman kaçar sessizlik. Sakin bir biçimde gidiyor
parça ve vokalin sesini Feridun Düzagac’a benzetenler olmuş. Benzemiyor değil.
Ve
Boşluk
grubunun bu albümü melankoliğin ağır bastığı, yalnızlık hissiyatlarının olduğu
bir albüm. İçinizdeki sesleri duyabileceğiniz, o seslere cevap verebilecek bir
albüm. Kayıtsız kalmayın!
CEM KURTULUŞ,2012
0 yorum:
Yorum Gönder