İzmir, Ankara, Bursa deplasmanından sonra istikametimiz Manisa oluyor. Gidip gitmeyeceğimiz konusunda her şey karışık. Geçen sene pahalı biletlerden dolayı giremediğimiz Karabük deplasmanıyla bu sene de Manisa’da patlıyor. Her sene Fenerbahçe tribününün kapı patlatmasının ardından bu sene Manisa ‘da sıkı çevik kuvvet oluyor. Sabah herkes kendini hazırladı bütün eksiklere rağmen Manisa yollarına düşüyor. Saat 9.00 da yola çıkıyoruz. Ama sabaha kadar hiç kimse uyumuyor. Besteler ,makaralar ,koltukta rahatça yayılmalar, bazı aksilikler, içkiler deplasmanın olmazsa olmazlarından biri oluyor ve 27’lik otobüste eksikler oluyor. Çiş molaları olmazsa olmazlarımızdan, tekel bayi aramalarla geçti zamanımız bir süre. Aldığımız biraların hemen ısınması " demli çay’’ demeye sebep oldu.
Yalova,
Bursa, Balıkkesir derken Manisa’ya doğru yaklaşıyoruz. Manisa’da gelmeden
önce kısa bir yemek ve çiş molası oluyor. Sonra kaldığımız yerden devam
ediyoruz. Çevik kuvvetin bizim Fenerli olduğumuzu çakmaması için atkılar bir
köşeye saklanıyor, malumumuz bilet yoktu hiç birimizde. Akhisar
yönetimi bizi yolunacak kaz olarak görüyordu. İstanbul’dan büyük katılım
olmuyor ama yine de yeterli sayı oluyor, İzmir’den bildiğim
kadarıyla 7 otobüs geliyor . Yolda otostop çeken 4-5 eleman vardı onları da
aldık yolumuza devam ediyoruz . Bizler atkıları saklarken onlar bizi az
kalsın yakalatıyorlardı. Polis gidişte görmüştü sanırım ama ucuz
yırtmıştık.
Stat
önüne geldiğimizde oldukça kalabalıktı ama kimsede bilet yoktu. Çevik kuvvet
sıkıca barikatı kurmuştu. Daha önceki senelerde yapılmayan bir şeydi bu. Kapıyı
zorlayanlar da oldu, bir kısım girmiş bir kısımda dışarıda kaldı. Polisin
arada sert müdahalesi vardı ama aşırı yüklenme olmadı. Polise karşı yüklenen
ama geri kaçan bir kesim vardı. Polisle arada ufak çaplı mevzu
denilmeyecek düzeyde olay oluyor, taş atıp kaçanlar oluyor. Stat çevresi
dar olduğu için bunun sonucunda kaçanlar oluyor. Ciddi bir yüklenme
olunsaydı tribünün çoğunluğu belki girebilirdi. Giremeyince keyfimiz
kaçmıştı, sadece bundan değildi bütün sorun. Çevik kuvvetin saçma sapan
abartılı barikatı keyfimizin kaçmasının asıl nedeniydi.
Dışarıda
tam toplanırken radyodan Akhisarın gol attığını duyunca keyfimiz iyice kaçmıştı.
Dolanırken
arka tarafa doğru baktık ki oraya da 2 otobüs çevik kuvvet geliyor
üstümüze, biz de çareyi artık oturmakta buluyoruz. Sayımız az olduğu için
artık yapacak bir şey kalmıyor. Sonrasında gelen goller moralimizi az da
olsa düzeltmişti. Ama barikatlardan dolayı maça girmekten soğuyoruz. Dönüş
yolunda Bursa/Susurluk civarında Köfteci Yusuf’a uğruyoruz.
Yemeği
yedikten sonra yeniden otobüslere biniyoruz İstanbul’a dönecekken
şoförün biraz kestirmesi sonucu ,bu sayede biz de
kestiriyoruz. Yola tekrardan koyuluyoruz. İstanbul'a
vardığımızda yorgun bedenler yeniden kendini uykuya bırakıyor, böylelikle bir
deplasmanın sonuna daha varıyoruz.
Bizimle
olan herkes varolsun,sağolsun..
Biz
Fenerbahçeliyiz…
Cem
Kurtuluş, 2012
0 yorum:
Yorum Gönder