// body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...
// etiketinden önce aşağıdaki kodu ekleyebilirsiniz. // body elementide aşağıdaki şekilde düzenlenmelidir. ...

Etiketler

Tarih

Kategoriler

23 Şubat 2015

Dehalıkta Sınır Tanımamak: The Imıtation Game (2014)















“Bazen kimsenin hayal edemediği şeyleri, hayal edip yapabilen insanlar vardır.”

Bazı dehalar kafayı yemiştir, Einstein bu anlamda çığır açmıştı yaşadığı dönemde. Akıl sağlığının yerinde olmaması deha’lıktan kaynaklıydı. "Alan Turing" ismi kuşkusuz kimsenin tanımadığı bir isim. Kısaca bilmeyenler için ufak bir tanımlama yapacak olursak, kendisi Bilgisayar biliminin kurucusu sayılır. Geliştirmiş olduğu Turing testi ile makinaların ve bilgisayarların düşünme yetisine sahip olup olamayacakları konusunda bir kriter öne sürmüştür. İkinci dünya savaşı sırasında Nazizm’in dünyaya korku saldığı zamanda  Alman şifrelerinin kırılmasında önemli rol oynayarak savaş kahramanı ilan edilmiştir.

“ The Imitation Game “ Alan Turing ismi üzerinden yola çıkan, 1930’larda yaşadığı sıradışı hayatıyla, 14 milyon sivilin hayatını matematik zekasıyla kurtaran bir dâhinin hayatını ele alan çarpıcı ve gerilim unsurlarını taşıyan bir film. Gerçek bir hikayeye dayalı bir konsept ortaya koyan “ The Imitation Game “ 1983 yılında çıkan “Alan Turing: The Enigma” adlı kitabı baz alınarak hazırlanmış hayat hikâyesini sunuyor seyirciye.   Filmde "Alan Turing karakterini, "Sherlock Holmes”  dizisinden bildiğimiz  "Benedict Cumberbatch" , kadın oyuncu olarak ta Joan karakterini  "Keira Knightley"  oynuyor.

 II dünya savaşında Hitlerli Nazi Almanya’sının mesajlaşmaları, haberleşmeleri “ Enigma “ adında  bir makineyle yapılıyor,  müttefik ülkeler Almanları yenebilmeninin yolunun buradan geçeceğini düşünüyor. İngiliz hükümeti bu sebeple bu şifreleri kırmak için bir ekip oluşturmaya çalışıyor.   Bu ekibin başına  Oxford Üniversitesinden 27 yaşında profesör olarak ayrılan  "Bletchey Radyo" adı altında bir kuruluşla görüşen,  Matematik dehası, bulmacalarla kafayı yemiş  Alan Turing getiriliyor.

Alan, bulmacayla Nazileri alt edeceğini, bunun kolay olduğunu savunuyor. Alan bir süre sonra Enigma makinesini çözebilmek için "Cristopher" isimli şifre çözücü makinesini icat ediyor. Kibirli , narsist biri olan Alan Turing her ne kadar her işi kendi çözmeye çalışsa da Joan ile tanıştıktan sonra kibir özelliği ortadan kalkıyor, makinenin icadına ekip arkadaşlarıyla yenilikler eklemeyi başarıyor.

 “ Cristopher “ isimli şifre aynı zamanda homoseksüel olan Alan Turing’in  küçüküğünde yakınlık beslediği Cristopher ismiyle bağlantılı, Cristopher öldükten sonra Alan aşkını böyle yaşatmaya çalışıyor. Hayatta tutunacak tek dalı bu oluyor, bu da zamanla kendisine kafayı yedirtiyor.  Film daha çok bir aşk hikayesi olarak da görülebilir, çünkü burada aşk olarak mevzunun derinliği önemli. Alan’ın çocukluk aşkına sadakati Alan’ın makineyi icat etmesiyle devam ediyor, Joan ile evlenmesi ise makinenin icadının yarım kalmaması olarak yansıtılıyor bize. Aşk ise 14 milyon sivilin hayatını kurtaran Alan Turing’i kahraman ilan ediyor. Çünkü o ince düşünüyor, mantıklı hareket ediyor.  

Film özellikle homoseksüellerin II Dünya savaşı döneminde ne gibi travma yaşadıklarını etkileyici bir şekilde seyirciye yansıtıyor. Alan Turing her ne kadar alman şifrelerini kıran bir makine icat etse de bir süre sonra homoseksüellikten dolayı  ahlaksızlık suçundan hapis yatıyor, 42 yaşında da intihar ediyor.  Ölümünde başkasının parmağı olduğu söylenenler arasında. Oyunculuk konusunda  özellikle bütün oyuncuların toplamı ancak “ Benedict Cumberbatch”  ile kıyaslanabilir sözü abartı olsa da   benim için geçerliliğini koruyor. Bu rolü öyle oynuyor ki Benedict önünde saygıyla eğilmekten başka çıkar yol bırakmıyor.  Film birçok konuda da geride kalıyor. Gerek II dünya savaşının detaylı irdelenmemesi, makinenin icadı ile verilen bilgiler Vs…

Sonuç olarak; “ The Imitation Game “ Kafayı yemiş bir dehanın 14 milyon sivilin hayatını matematik zekasıyla kurtardığını seyirciye resmediyor, Alan Turing bunu yaparken sonraki yaşamında hem hapis yatıyor, hem sonrasında intihar ediyor. Son olarak filmde nişanlısı olarak oynayan Joan, Alan Turing ile ilgili şunları söylüyor;

"Normal hiç kimse bunu yapamazdı, biliyorum ki şuanda Alan Turing'ın yaptıkları olmasaydı var olmayacak bir şehrin birinden geçen bir trende ölmüş olacak bir  adamdan bilet almış olurdum"

Yönetmen: Morten Tyldum
Oyuncular: Benedict Cumberbatch, Keira Knightley, Matthew Goode, Rory Kinnear, Allen Leech, Matthew Beard
Müzik: Alexandre Desplat
Süre: 114 Dakika
Ülke: Britanya Ve Amerika

Cem Kurtuluş, Şubat 2015


0 yorum: